Oh Be!

Beşiktaşlı olmak hakkaten zor iş bunu anlıyorum her hafta.. ayrıca da biliyorum erken öleceğim, çoğu diğer Beşiktaş taraftarı gibi..
3 maçtır yenemediğimiz Belediyespor karşısında, 3 hafta önceki Konyaspor maçına çıkmış Beşiktaş'ı izledik ruhen.. tarafar da takıma uyum sağladı ve ilk yarı boyunca resmen uyuduk.. zaten yıllar geçtikçe tribünün tadı, sesinin gücü azalıyor, böyle maçlar da üzerine gelince hepten susuyoruz, başlıyoruz maçı izlemeye..
Aslında maçtan önce kadroya baktığım zaman iyi oynarız demiştim, ancak işler öyle olmadı.. beklenen Holosko yerine değerlendirilen isim Ekrem'di, o da Ernst'in tek başına kurduğu Beşiktaş Defansının önündeki 3 lüden biri olarak oynadı.
Taraftar olarak fena kastık gol olsun diye-yanlıs anlaşılma olmasın stres bakımından, yoksa bağırma konusunda vasatı aşamadık-, futbolcular aynı inancı göstermediler ama ite kaka çizgiden içeri sokmayı başardık, nizami sayılmayan golümüzden hemen sonra.. Yedik yeniden attık falan, insanda bilinç falan kalmıyor sayende Beşiktaş'ım..
Mustafa Denizli'nin sistemini de bir türlü çözemiyorum. Defans 4 lüsü ve Ernst dışında, sanki herkes free pozisyonda gibi.. Oynayabilse takım belki çok güzel olacak ama oynayamıyor işte, 10 maçta bir inanarak çıkıyoruz sahaya, anca işler tıkırına öyle giriyor ..
Gökhan Zan Konusunu ayrı olarak yazacağım, ama şundan eminim ki, neden oynadığını, hatta neden milli takıma bile çağrıldığını anlayabilen yok; ne tribünde, ne reel hayatta..

Paf'larımız da 5 tane sallamışlar ibb'ye.. Bugün biz aldık havasını, seçimlerde de şehrimiz noktayı koyacak, umudumuz bu yönde..
Resmi de paf maçından koyuyorum, A takım, hak etmedi bugun kazanmasına rağmen..

Bir haftasonuna daha mutlu giriyoruz, sonumuz da böyle mutlu olsun umuyorum..
Teşekkürler Beşiktaş'ım..