Fm2009 - Bury FC #2

Bir iki hafta önce, Fm2009 oyununda İngiltere 2. Liginden Bury takımı ile yeni bir kariyere başlamıştım. Sezon öncesi yazısı için buraya ..
Devre arasında yazma fırsatı bulamadım, hazır rahat bir haftasonunun son saatlerini yaşarken, bir kaç kelam edeyim kariyerin durumu ile ilgili..
Sezonun ilk maçları ile beraber, gol yemeyen, takım halinde saldıran ve orta saha oyuncularının bile gol atma konusunda başarı sergilediği, sağlı sollu baskı ile istediği an skoru değiştirebilen bir takım olduğumuzu göstermiştik. Ta ki, kalecimiz John Ruddy'nin 3 aylık kira kontratı sona erene kadar..
"Kendisi genç olmasına rağmen müthiş yetenekli bir kaleci, orta halli veya düşük seviyede bir takım var ise, kiralanmasını kesinlikle öneririm.. "
Kaleci takımına dönene kadar kopartamadık liderliği bir türlü.. Arada bir 5 puanlık farklar görsek de, söküp alamadık 1. sırayı diğerlerinden.. Hal böyle olunca, uzak ara en az gol yiyen takım ünvanımıza rağmen 3 puan farkla liderlik koltuğunda bulduk kendimizi ilk devre sonunda..


İkinci yarıda transfer ettiğimiz kanat ve bek oyuncuları ile birlikte artık tam çıkışı yapıp işi çözeriz diye bakıyorduk sezona ki, işler tersine gitmeye başladı.. Kaleci hatalarından yenilen goller, puan kayıplarına sebep oldu üst üste.. Defansımız sağlam ama yavaş bir defanstı, hızlı hücum oyuncularına sahip bir kaç takım ile ard arda oynayınca bozuldu tüm sihir.. Sonunda, zorlu bir deplasmanda -unuttum kimdi, ayrıca kaza geliyorum demişti!- alınan çok farklı mağlubiyet oyuncuların morallerini de sıfıra indirdi ve takımı liderlikten etti.. O günden sonra bir daha liderliği göremedik..
"Özellikle takım konuşmaları konusunda oyun bayağı hassas, böyle kritik zamanlarda çok dikkat etmek gerekiyor. Olumlu konusmalar pozitif pek katkı yapmasa da, olumsuz ve sinirli konuşmalar acaip moral bozuyor"..

Hiç konuşmadan soyunma odasından çıktığım o farklı deplasman mağlubiyeti sonrasında, takımın peşi sıra aldığı galibiyetler sayesinde yeniden havayı bulması kısa sürdü, iyi de oldu aslında..
Ama bir türlü liderliği alamadık Bradford takımından.. Onlarla oynadığımız ilk yarıdaki maçı, dışarda 2-1 kaybetmiştik ve fikstür yine bir Bradford maçını gösteriyordu son haftalar yaklaşırken.. Aradaki puan farkı 2 idi, içeride kazanmamız halinde şampiyonluğun ayak sesleri duyulmaya başlayacaktı..
"Maç öncesi semtte süper bir hava vardı, taraftarlar takımı tesislerden stada kadar götürdüler konvoy eşliğinde.."

Ne var ki, ilk yarım saatte yenen 3 golü -evet oha!- kalemizden çıkartamadık, 3-0'dan 3-2'yi bulmamıza rağmen, defanstaki açıklar 4.'ye sebebiyet verdi bir kornerden.. 2-4'lük mağlubiyet şampiyonluğa el sallamamıza neden oldu, ancak Bury ve Bradford'un kafa kafaya, fakat alt taraftan kopmuş vaziyette gidiyor olması, 1. Lig yolunda rahat olmamıza sebebiyet verdi..
Nitekim, son haftalarda yeniden umutlar yeşerse de şampiyonluk için, ikinci yarının başında liderliği alan Bradford, Coca Cola League 2'nin şampiyonu olmayı başardı.. İkinci sırada yer alan takımımız Bury de, çok uzun yıllar sonra League 1'de oynamanın tadına varacaktı gelecek sezon..


Sezondan akılda kalan, 2.01Cm'lik Stoper Ben Futcher'in 8 gollük performansı -hepsi korner-, Etuhu-Bishop ikilisinin takımı sırtlamaları, "Gol Kralı" olan Bishop ve "Asist Kralı" seçilen Baker'in taraftarı gururlandırmaları ve farklı mağlubiyetler ile sonuçlanıp takımı kısa süreli krize sürükleyen iki talihsiz karşılaşma idi..

...

2009-2010

Yeni senenin ilk amacı olarak League 1'de tutunmayı belirledik. Takımın tatilden dönmesi ve transfer sezonunun da açılması ile beraber, geçen sezon takımda oynamayan/yetersiz tüm oyuncular ile yolları ayırdık ilk iş olarak. Hem yıllık maaş bütçemizi rahatlattık, hem de bir üst lige çıkmanın getirdiği maddiyatı transferlere doğrudan harcayabilme fırsatını yakaladık.. 1. Lig kalitesine yakın isimler ile anlaştık sezon öncesinde..
"Maddiyattan bahsediyorum ama bir bok değil hani, 200.000 €'dan bahsediyoruz, ama takım için hazine gibi bir para bu, çünkü geçen sene kuruş yoktu.."
Transferlerde, yere sağlam basan, güçlü orta saha oyuncularını seçtik özellikle ve geriye düşsek dahi baskı kurabilen bir takım yaratmayı amaçladık.. Ligde kalmak hedefi ile oynayacağımız için, daha güçlü, yenilmesi zor bir takım oluşturmayı düşündük hücumdan/gol atmaktan ziyade..
Porto'dan gelen orta saha oyuncusu, genç N.Coelho, Liverpool alt yapısından transfer ettiğimiz kaleci Hansen, Middlesbrough'un transfer listesine koyduğu sol bek Bennet ve Sevilla'nın önerdiği sözleşmeyi reddederek serbest kaldıktan sonra, allem edip kallem edip takıma kattığımız yaşlı kurt J.Navarro, bu sezon için kilit isimlerimiz olacaklar.. -Amin!-


Ligin başlamasına az bir zaman var ve yine takım oldukça ümit veren bir futbol gördük hazırlık maçlarında. Forvete takviye yapmadık pek ama orta sahanın hücum gücü ve kanatlar bu açığı kapatacak diye umuyorum. Bekleyip göreceğiz..
"Ayrıca geçen sezon M.City'den kiralık gelip takımı taşıyan Etuhu, bu sezon tekliflerimizi reddetti, kendisine verdiğim tüm emekler haram olsun, it herif.. "

Merak ediyorum, League 1'de tüm maçlara yenilmemek üzere çıkacak takımımız nasıl bir grafik sergileyecek.. Sezon arası veya sezon bitiminde yine yarı-detaylı izlenimleri aktaracağım, şimdilik Bury semalarından bu kadar..

taksim

  1. gravatar

    # by Barizzio - 13 Nisan 2009 11:15

    FM oynamak.. Gerçek gibi özümseyip, o karaktere brünmek. Halen seneler öncesinden, blog kardeşim Al Lee (ki bu da onun oyun ismiydi) ile oynadığımız FM zamanından kalma Barizzio adım, herkes de böyle bilir beni. Sorsan mesleğin diye o günlerde "teknik adam" derdim herhalde. Nasıl özlemişim, bunu hatırlattın bana, erline sağlık..

  2. gravatar

    # by taksim - 13 Nisan 2009 12:06

    Fm başka bir dünya, buna inanmayan art niyetlidir..

    :)

  3. gravatar

    # by japon - 18 Nisan 2009 10:52

    bana leeds günlerimi hatırlattı. 200k parayla ne kadrolar kurmaya çalışırdık o alt liglerde :)
    hızlı forvetlerden sen de çekmişsin anladığım kadarıyla. accelaration'ı 15'in üstünde olan forvetler genelde büyük sıkıntı yaratıyor defanslara. defansı geride kurmak da çözüm olmuyor, birebirde hemen geçiyorlar. buna bir çözüm istiyoruz.

    Portmouth'u hak ettiği yerlere taşıyacağına inanıyoruz hocam. başarılar :)

    bir de tavsiye vereyim. kornerlerde havaya hakim defans oyuncuna "near post flick on" görevi verirsen, leblebi gibi gol atıyor. nelson rivas ben de 11 gol atmıştı bir sezonda :)

  4. gravatar

    # by taksim - 18 Nisan 2009 11:31

    Eheheh eyvallah, benim korner taktiğim korneri 6 pas'a kullandırıp, en iyi kafa vuran sayılabilecek en uzun adamıma da Challenge keeper görevi vermek şeklinde.. Ben Futcher diye bir defansım var, 2.01Cm jumping 18'lerde.. Kafasına oturdu mu affetmiyor..
    Kendisi DC ama, kornerlere kafa vurmaktan başka bir meziyeti yok :)