Bir Adam..


Biz bir adamla tanıştık 7 ay kadar önce departman olarak..
Van'dan İstanbul'a kaçalı (!) yaklaşık bir ay falan olmuştu..
Otelde çalışmaya başladı bizimle..
...
Günler haftaları kovaladı, bizimki işine alışmaya başladı..
Saf çocuktu, ama temiz kalpli görünüyordu.. Hepimize efendi davranırdı, çoğu zaman daha önce bilmediği şeylerden ötürü kahkaha atmamıza sebep olurdu..
Oldukça fazla sayıda türkçe kelimeyi telaffuz etmekte zorlanırdı.. En iyi bildiği dil Kürtçeydi.. Geldiği yerde ihtiyacı olmamıştı Türkçe'ye..
...
İşinde tecrübe kazandıkça daha çok çalışmaya, işini daha disiplinle yapmaya başladı..
Önce ufak ufak Türkçe diksiyonunu düzeltti, sonra çat pat İngilizce'ye bile alışmaya başladı..
Otelin gerektirdiği kadar İngilizce ile birlikte, biz olmadan dahi yabancı misafirler ile konuşabilecek seviyeye geldi belli bir süre ardından...
...
Kara kış geldi.. İnce ceketinden başka giyinemiyordu.. Yoktu çünkü.. Kalın kabanını verdi bizim müdür, senin olsun dedi...
Giyecek iki çift çorap haricinde ayağına geçireceği bir şeyi yoktu.. Çorap aldı iş arkadaşları...
Fukara olmanın en sert koşulları ile mücadele etti resmen..
Her allahın günü, Avcılar'dan Taksim'e geldi, yalan yok bir gün de isyan etmedi.. Biz de elimizden geldiği kadar destek olduk her anlamda..
...
Bahar geldi, takım elbisenin özel kıyafet olduğunu öğrendi, çok dil döktük :) .. Normal giyinmeye başladı bir kaç hafta içerisinde..
Alışveriş yaptı, kapriyi öğrendi ilk.. T-shirt ve spor ayakkabıları oldu..
O giyinmeye başladıkça biz de sevindik.. Sordu cevapladık, önerilerde bulunduk..
Taksim'e çıktık beraber çok kere SPA'yı kapattıktan sonra..O ne kadar waffle'a gaffıl dese de, sevdi oldukça.. Bir ara her iki günde bir gider olduk hatta..
Yaz geldi, sıcaklar bastı her yanı.. Bir gün otele parmak arası terlik, RayBan gözlük ile geldiğini gördük.. Sevindik, alıştı İstanbul'a diye..
...
Daha önceden hayatında görmediği için, çoğu çok normal konuda illallah getirtiyordu ama, hepimiz seviyorduk kendisini..
O da bizi seviyodu, aynı şekilde..
Bazı garip davranışları vardı, evet. Hep ömrü boyunca görememiş olmasına vuruyorduk hareketlerin absürtlüğünü aynen yukarıda dediğim gibi..
Bilemezdik o İstanbul'a alıştırmaya çalıştığımız adamın böyle arkadan vuracağını..
Gerçi kabak çiçeği gibi de açılmıştı bizimkisi son zamanlarında.. Çok abartmaya başlamıştı eskiye nazaran yaptıklarını.. Bazen dayanılmaz oluyordu saçmalıkları, anlatılmazdı, yaşanırdı..

...

Eşcinsel çıktı abi adam.. Yüzünde yazmıyordu ki görelim, ona göre davranalım.. Tercih özgürlüğü konusunda problemim yok. Saygımız sonsuzdur ama burada olay çok farklı..
Müdüre aşık olduğunu -müdür de erkek tabî- açıklayıncaya, sonraki gün müdür bana şok içinde durumu anlatıncaya kadar nasıl da "garip adam" idi gözümde.. En fazla sıyırmıştır, psikolojik sorunları vardır diyordum garip hareketlerine..
Tabî daha fazla barınamadı otelde.. Travesti olacaktı eğer bizimle çalışmasaydı, kendi kendine seçenek koymuştu hayat için bu şekilde. Beni atarsanız, öyle olurum demiş hatta müdüre...
Oysa işten ayrıldıktan sonra aynı mevkiide bir çok otel kapısını açardı, neyse..
Senin yüzünden bu hallere geldim diye çok üzerine gitmişti müdürünün.. Dertlerini paylaştığı, Abim diye sevdiği, sonunda da aşık olduğu o adama neler yaptı itirafından sonra.. Ben yıllık izinde iken son ihtarını alarak kovuldu işten..

O günden sonra başlıyor işte asıl hikaye.. Bana sonradan anattılar olanları; bir gün sonra atıldıktan, otelin 9. katına çıkmayı başarıyor güvenlikleri geçerek bu çakal.. İntahar edicem beni işe alın diye, otelin sahiplerine kadar duyuruyor sesini bas bas bağırarak. Taksimin göbeğindeki, 4+1 yıldızlı otelde olana bak.. Personel müdürü geliyor, genel müdür geliyor zor ikna ediyorlar.. Ama herifin işi bizim müdürle bitmiyor tabîki..
Günde 150 kere telefon açıyor otele, bizim departmana ve personel müdürüne.. İllallah dedirtiyor herkese.. Müdürlerle görüşme talep ediyor, otele girmeye çalışıyor vs..
İki-üç gün sonra, Şişli'de caminin oradaki ışıklarda, bizim müdür motorda kırmızıyı beklerken -motoru var- arkadan koşarak bıçaklıyor adamı bu şerefsizin çocuğu.. 20 dikiş atılıyor hastanede adamcağıza..
Bu sıfatsızın evladı da oteli arıyor direk akşamında.. Müdürü vurdum diye haber veriyor, polisi arıyor böyle böyle yaptım diyor..
Aynı gece, bir üst geçide çıkıyor yakınlarında bir yerlerde.. Haber verdiği polis geliyor bunu alıyor ordan.. İçeri tıkıyorlar puştun evladını.. İki gün içerde kalıyor, sonra mahkemeye çıkıyorlar, bizim müdür ile birlikte.. Herkes bekliyor ki, ceza alsın; içeride kalsın..
Bomba yer burası: Herifi serbest bırakıyor mahkeme.. Doktorun raporunda ölüme sebebiyet verebilecek bir yaralama olarak geçmediği için..
...
Adam şu an dışarıda.. Personel müdürünü arayıp makine alacağım, öldüreceğim onu diyerek tehdit ediyor aklı sıra uzaktan bizim yaraladığı müdürü.. Hesabım kapanmadı O'nunla diyormuş telefonda.. Adama telefon hattını değiştirtti, tüm departmanın dengesini bozdu, sayesinde acaip göze battık ve benim terfi olmamı uzun bir süre erteledi.. -ibne !-

Pek inanası gelmiyor insanın düşündükçe ama hayat bazen bu kadar gerçek ve acaip olabiliyor..
Niye anlattım, bilemiyorum ama.. Öyle işte..

Siz siz olun falan diye zırvalamak da istemem, böyle bir şey 40 yılda bir olur, ya da o bile olmaz herhalde..
:)


taksim


  1. gravatar

    # by Ömer - 27 Ağustos 2009 03:49

    Hakikaten cok ilgincmis...Yazi da cok akici olmus, merakla okudum bitirdim.

    Allah mudurunuze yardim etsin, durumu zor hakikaten.

  2. gravatar

    # by Adsız - 27 Ağustos 2009 04:29

    Bu yazını okuduysa senin de peşine düşer söylemedi deme.

  3. gravatar

    # by Adsız - 27 Ağustos 2009 09:06

    oha be.
    ulan ne adamlar var ya!

    geçmiş olsun diyorum.

  4. gravatar

    # by Tunç Bozacılar - 27 Ağustos 2009 10:49

    vay rrrospu çocuuuu hibino ...

  5. gravatar

    # by taksim - 27 Ağustos 2009 11:51

    @chao,
    abi zor.. İnternetle alakası pek yoktu..
    Tek ilişkisi facebook'tu internet ile. Onu da ben açmıştım, şimdi nasıl pişmanım ya hani.
    Sıkıntı yok yani,
    Küfür serbest :)

  6. gravatar

    # by cemilorhon - 27 Ağustos 2009 16:37

    Arkadaş açılımı bayağı abartmış. Fazla açılmış. Boğulur boğulmasına ama çırpınırken birilerini de boğmasa bari.

  7. gravatar

    # by Şekerli - 27 Ağustos 2009 23:58

    Hani müdür için üzüldüm. Ama bi de sana asılsaydı alimallah. Tahtaya vur.

  8. gravatar

    # by ali - 28 Ağustos 2009 13:08

    belki ilk geldiğinde delikanlı bir arkadaştı ama sizin modernleştirme,istanbul ayak uydurtma çabanız o ibneyi ibne yaptı :)

  9. gravatar

    # by taksim - 28 Ağustos 2009 19:19

    @Sekerli,
    aslında ben de direkten dönmüş sayılırım. Müdürün anlattığına göre eskiden bana karşı da bazı hisleri varmış bu herifin. Ama sonradan tamamen müdüre kaymış. Kayış o kayış işte..

    Ayrıca dün gece bizim departmanda çalışan diğer bir arkadaşı telefon ile arayarak müdürün sağlık durumunu sormuş pişkin pişkin. Pazartesi istanbula geleceğim, şu an şehir dışındayım falan demiş..
    Uzun bir hafta olacak, hissediyorum..

  10. gravatar

    # by Ömer - 6 Eylül 2009 11:22

    Bir gelisme var mi yoksa sorun bertaraf edildi mi ? :/

  11. gravatar

    # by taksim - 7 Eylül 2009 00:19

    Sorun bertaraf edilemedi.. Malesef yeni sorunlar ortaya çıktı.
    Genel müdür, bizim departman müdürünün istifasını istedi. 3.5 senelik emeğinin hakkı olan tazminatı almak istedi bizim müdür de. bu sefer şerefsizce tehdit edilmeye başlandı g.müdür tarafından.. Şimdi onunla uğraşıyoruz.. Yasal olarak işten atmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar personel müdür ile beraber. Açık arıyorlar, biz de vermemeye çalışıyoruz.

    Bu çocuk da en son geçen gün oteli aramış. Söylediğine göre karnı açmış, parası yokmuş.. Su içebiliyorum sadece falan demiş..

    Kendi hayatını da mahfetti, müdürün kariyerinide..
    Bizde de huzur bırakmadı.
    Ne diyim daha..