Arapası...
Birkaç gün öncesine kadar, her sabah haberleri heyecanla açıyor ve gelebilecek isimlere bakıyordum. Tamam belki bazıları "imkansız" isimlerdi ama, hoşa gidiyordu yinede..Topuz üzerine Nihat ikili tramva yarattı gibi görünüyor tüm camiada.. Yönetim de slow motion'da çalışıyor adam almak için.. Nihat konusundan sonra iyice soğudum transfer denen naneden.. Kim gelecekse gelsin artık takım kampa girmeden.
Bir sonraki sezona kadrosunun yetmeyeceği ayan beyan ortada olan bir Şampiyondan söz ediyoruz ve bunu dillendirmek çok acı.. Bu kadro ne bir sezon sonra şampiyonluğu getirebilir, ne de Şampiyonlar Ligi'nde "puanı" bana göre..
Böyle bir ortamda, insanın kendini uzaklaştırası geliyor ister istemez. Geçen hafta trafik yüzünden iptal olan 3 nesil buluşmasını gerçekleştirebildik mesela dün babam, babamın dayısı ve ben.. Tavsiye ederim, eğer var ise futbolla iç içe büyümüş yaşlı yakınlarınızla sohbet etmenizi.. Fenerbahçeli olmasına rağmen, dedemden şeref stadını, taksim stadını, baba hakkıyı, eski kapalıyı dinlemek çok lezzetli oldu rakı kadehlerinin gölgesinde.. Bir nevi babalar günü de kutladık sayabilirim kendimi.. En yakın zamanda yeniden yapacağız diye sözleştik kalkarken sofradan..
Ama eskiler güzelmiş, keşke o zamanlarda var olsaydım diyor insan hikayelerin içinde kaybolurken..
"İş Tanımı" denen şeyi çıkartmaya uğraşıyoruz şu sıralar bizim müdür ile birlikte. -Herkese nasip olsun böyle müdür; nazar da değmesin.. - Kim çıkardıysa bu terimi boyunu posunu devirsin allah O'nun.. Böyle bir eziyet olamaz arkadaş. Bilen bilir, inciğine boncuğuna kadar bulunulan mekanın ve yapılan işin tarifi/akışı yazılıdır iş tanımlarında. Kopya da çekemiyoruz, varsa SPA İş Tanımı başlıklı bir kaynağı olan; 40 yıl köle olmaya hazırız ekipce..
Vakıfbanka başvurdum Beşiktaş Kredi Kartı için, kombine alma amaçlı.. Online başvurduktan sonra aradıklarında, otelde müsait olamadığımdan dolayı açamamıştım telefonu; bende doğrudan şubeye giderekten form doldurdum geçen hafta. Dün, iki kere aradı Vakıfbank Müşteri Hizmetleri.. İkisinde de "bazı sorular" sordular ve teşekkür ederek kapattılar. İkinci aradıklarında bakın iki kere aradınız, iki kart yollamayın dememe karşılık olarak, ilk arayan kampanyalar hakkında bilgi vermek amaçlı aramıştır beyfendiii tarzında bir şeyler zırvalandı telefondaki bayan tarafından. Halbuki öyle olmamıştı, direk bazı bilgilerim istenmişti ilk konuşmada. Pis kıllanıyorum bu işten, bekleyip göreceğiz.
Beykoz sahilini görmüştüm geçen haftalarda, hayal meyal hatırlayacak kadar çocuk iken binmiştim en son kayığa da.. Güzeldi kayıkla açılmak ve sıcak güneşin altında soğuk biraları yudumlamak.. Ama Anadolu Kavağı gibi güzelini görmedim bugüne kadar. Hala gidemeyen istanbullu var ise, doğruca ilk boş vaktinde kaleye çıkarak o manzarayı seyretmeli.. Doyum olmuyor..
Bunlar dışında bir çok ufak detay da vakitlerimizi süslüyor her zamanki gibi.. Ama hepsini geçtim, Beşiktaş'sız hafta geçmiyor ben bunu net olarak yaşıyorum şu sıralar.. Eğer haftasonu maç yok ise, hayat da yok deneecek kadar silik ve anlamsız durumda.. Ağustos ayının bir an evvel gelmesi gerek; yoksa strese bile girecek gibiyim Beşiktaş'sızlıktan ötürü..
Son olarak Pazar Akşamı İstiklal Caddesinde gerçek bir şampiyonluk kutlamasına katılacağım iş çıkışı.. Biraz bağırmak çağırmak içmek sıçmak güzel olacak gibi.. Şimdilik bu kadar.
taksim
This entry was posted on 20 Haziran 2009 Cumartesi at 01:40. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
# by chora - 20 Haziran 2009 03:43
beşiktaşsızlık koyuyor adama!
hele hergün takip ettiğin yazarlar artık maç yok, lig molada diye yazmıyorsa...
Yorum Gönder