Eskiye Dönüş
"Bırakın maçı.. Beylerr, bağırın .. Sktredin maçı bağırın .. Haydi Haydi.."
Özlemişim Beşiktaş'ın mağlup dönemlerini.. Yıllardır artık alışagelmiş maç çıkışı sessizliğini, kötü oynayan takıma inat boğaz patlatan; aşkını bağıran Beşiktaş taraftarını; bir rüya senesinin ardından..
İtirazı olan yoktur, Beşiktaş zaten böyle bir takımdı.. Hayır, biz başarıdan başarıya koşmaya alışmış, böylesine kötü zamanlara alışık olmayan bir takımız diyemez kimse herhalde.. Dolayısı ile, yenilginin üzerinden zevk alma kısmı, yenilginin acısı geçmeye başladıkça romantizme dayanmaya başladı bile şimdiden..
Bir yudum alkol ile de birleştiği zaman, en olmadık kelimelerden en mükemmel besteleri dahi patlatabilen bir romantizmden söz ediyorum.. Bazısına alkol de gerekmez ya.. Mutlu Aşk'tan, sabaha karşı karanlık sokaklara "Beşiktaş'ım seni ben değişmem hiç bir şeye.." diye bağırabilmekten söz ediyorum..
Ben memnunum, bakıyorum da.. Manchester maçından sonra semtte, trafikte yakaladığımız Takım Otobüsünün içerisinde gördüğüm tablodan dolayı mutluyum.. Hakan Arıkan'ın yüzündeki kahrolmuşluktan, O an benimle aynı acıyı yaşıyor olduğunu bildiğimden dolayı memnunum..
Serdar Özkan "beceremiyor" olsa dahi, O'nu çırpınırken görmekten memnunum.. Her maç sonrasında, tribüne kendi gelip bizi alkışlayan Ferrari'den, bozulmamış Ernst'ten memnunum. İyi oynamasına karşılık gol bulamamasına rağmen; bu sezon hazırlık maçları dahil toplamda 1 kere galibiyet görebilmiş olmasına rağmen; daha 5. haftadan neredeyse lige havlu atmış olmasına rağmen bu takımı; -destek konusunda eski günlerini hala mumla aratıyor olsa dahi- alkışlamasını bilen bu taraftardan memnunum..
Damara bağladık daha şimdiden ama.. Tabi ki isterim kayseriye topuz şerefsizliğinin kapağını koyalım mabedimizde.. 2 gol 3 gol olsun ard arda, mest etsin tribünleri.. Şöyle rahat rahat bir haftasonu geçirelim..
...
Fakat, ya olmazsa peki.. Ya yine saç baş yolarsak tribünde ? Ya yine hoca acaip değişiklikler ile maçın içine sıçarsa ? Ya direkleri döver de, hakemlere söversek her zamanki gibi..
Korkuyor muyum.. Hayır; zerre zkimdeyse fenerli olayım.. Varsın, bir 3 puan daha alınamasın.. Varsın, gol denen boku yapmayı gene beceremeyelim..
...
Maç günü semtiyle, içkisiyle, sohbetiyle.. Maç saati Dolmabahçe'de yürüyüşü ile, şarkılarla, bestelerle..
Şimdi benimle bağırmak isteyen var mı 90 dakika ?
İçinde olan var mı o romantizmin.. ? Canı acırken hırsını boğazından çıkartacak olan ?
Sonu ne olursa olsun; sonuna kadar..
Haydi o zaman..
"Beşiktaş'ım Benim.. Biricik Sevgilim.. Söyle Senden Başka, Kimim Var Benim .."
taksim
This entry was posted on 16 Eylül 2009 Çarşamba at 23:14. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
# by Ömer - 17 Eylül 2009 03:02
Iznimde iki kez Olimpiyat'a gittim. Super Kupa'da yenildik, IBB'ye puan kaptirdik. Donus yollari o kadar guzeldi ki. Neden geldik bu kadar eziyeti cektik!! demek yoktu, aklimdan dahi gecmedi.
Bu askin guzel yanini basimi otobusun camina yaslayarak yasadim 1saat boyunca. Yenilgini bile seviyorum be Besiktasim dedim belki onlarca kez. GS macindan sonra yine oyle, ManU macindan sonra ha keza.
Ben bu takimla ilgili ask komasina girdigimde, 8 yiyeli 2saat olmamisti. Sokaklara cikip bagirmistim gurbet ellerde askimi. Tezahuratlari dinlemistim saatlerce.
Yemisim sampiyonlugunu 3 puanini galibiyetini. Kimse yenilmek istemez ama Besiktasliysan yenilmekten bile hosnut olursun bir sure sonra...
Adi ask bu manyakligin, otesi yok.
# by The Eagle Abroad - 17 Eylül 2009 06:48
SENINLE AGLARIM! SENINLE GULERIM!... SOYLE SENDEN BASKA KIMIM VAR BENIM!
# by Adsız - 21 Eylül 2009 07:30
hello... hapi blogging... have a nice day! just visiting here....
Yorum Gönder