Sivasın Yollarına..
Yine bambaşka anılarla dolu bir deplasmanı daha geride bıraktık. Her zaman kazanmaya gidiyoruz, ama bu seferki 3 puanın tadı başka olacaktı. Hiçbir zaman hak etmemiş bir takımdan liderliği alıp dönme şansımız vardı.. Her zamankinden ayrı olarak da, bu sefer minibüs ile düşmüştük yollara, böylesi denk geldi. Süper ortam vardı içerde, ama bi cenabetliğin varlığı, gece vakti açığını bulamayıp, tekeli aramak için fabrikaların, organize sanayi sitelerinin arasında dolaşmaya başladığımızda kendini hissettirmişti bizlere..
"Çok soğuk" beklememize rağmen, yine de tahmin edilen kadar soğuk yapmamıştı hava mola verdiğimiz bölgelerde. Minibüsümüz de fazla külüstür olmadığı için, sıcak soğuk karmaşasını pek yaşamadık gece boyu..
Sabahla başlayan renkli dakikalar, ankaragüçlülerin camı patlatmasından, rastladığımız tüm seçim bürolarına girip bedava ne varsa koparmaya, AKP'de bedava çay-oralet içtikten sonra, tesadüfen de olsa MHP konvoyuna katılmaya, Algida arabasından dondurma isterken sürücüsü yüzünden arabaya saldırmaya -dondurmaya suç atmıyoruz + saldırıyı tasvip emiyoruz- kadar sürdü gün boyunca..
Maçın başlamasına dakikalar kala stada girdiğimizde değişik bir 11 ile karşılaştık herkes gibi. Aslında Yusuf'u hazmedemiyorum.. Oynadığı süre boyunca da, ağzı ile kuş tutsa yaranamayacak bana ama, bu maç için nedense Delgado yerine tercih edilmesini doğru buldum.. Çünkü Delgado pek böyle zeminlerin topçusu değil. Verecen halı sahayı, enine boyuna oynasın zıplasın. Ama işin içine yoğun fizik mücadele ve bozuk zemin girdiği zaman, anadolu takımı topçusunu sürecen tarlaya.. Bu açıdan Denizli'nin kararını da yadırgamadım.
Herkesi hemfikir gördüğüm diğer konu da, Sivok-Toraman ikilisinin geri ikilideki başarılı futbolu. Ama nedense, hocamız gene atraksiyonlar ile, yabancı sınırlamasını oturtmak ve maksimum fayda alacak şekilde tüm yabancıları oyuna sürmek adına kadro yapısında değişikliğe gitti, çok sırıtmadı sayılır. Belki son çeyreğe girerken Cisse'yi oyuna sürse, çok daha farklı bir skor yakalama imkanımız olabilirdi ki, üzerine gittiğimiz her hücumda pozisyon üretmeyi başarabildik diye düşünüyorum. Cisse ile orta sahayı ele geçirip iyi işler yapabilirdik.
Sivas'ın golünde, Mehmet Yıldız'ın topu kontrol ederken eli ile temas ettiğini gördük.. Tv'den izleyen kimse olayı fark etmemiş, ya biz yanlıs gördük, ya da o açıdan çeken kamera olmadı.. İşin aslını baya merak ettik hepberaber..
Neyse çok fazla detayına inmek istemiyorum, neticesinde herkesin kabul edebileceği, çoğumuzu sevindiren bir skorla döndük aslında. Her ne kadar son dakikalarda tüm takımın beraberliği kurtardık mantığı ile hücuma bile çıkmamasına, tribünden çıldırmış olsak da, tüm kafaya oynayanların BAY geçtiği bu zor haftada 1 puan almak da güzeldi.. Son 3 Yıldır da, İstanbul'da Beşiktaş-Sivas maçlarının skorları ile, ikinci yarılarda oynanan Sivas-Beşiktaş maçlarının skor bakımından birbiri ile aynı olması garip bir istatistik olarak kayıtlara geçmiştir.
Gönül adamı(!) Bülent bey'in önerdiği ama bizim göremediğimiz Karanfilleri bir taraflarına sokmalarını temenni ettiğim sivas taraftarına da ayrı selam olsun. Gelişte parmakları küfürleri görmesek de, 1-1'den sonra asıl Sivasspor taraftarını izleme fırsatı bulduk. Hareketler hep aynı banellikte ve zavallılıkta.. 8 yapmak ne zamandır moda rakip takım taraftarları için.. Ben de merak ediyorum acaba Roma takımı deplasmana gittiği zaman, rakipler elleriyle 7 falan yapıyorlar mı ?
Dönüş yolunda genel olarak mutsuzluk yerine, umut hakimdi herkeste.. Huyu belli takımın, erken vakitlerde liderliği alınca saçmalamaya başlıyoruz. Olmasın bu hafta, son 2 veya 3 hafta kala alalım liderliği, sezon başı koparamıyorsak dedik hep beraber ve yavaş söylemesi güzel bestelerle, kaptanın ışıkları kapatmasının ardından uykuya daldık İstanbul'a doğru..
İstanbul'a girerken bir de yeni beste tüttürdük, tutarsa güzel olacak, ilerleyen haftalarda göreceğiz :)
This entry was posted on 22 Mart 2009 Pazar at 22:48. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
# by aamet jr. - 23 Mart 2009 00:34
Evet evet bence de. Mümkünse fener maçıyla alalım liderliği, erken almak psikolojimizi bozuyor. Besteyi de merak ettim şimdi iyi mi :)
# by Tunç Bozacılar - 23 Mart 2009 23:20
ŞU ANKARAGÜÇLÜLERİ BİR ANLATSAN DA BİLSEK NELER OLDUĞUNU ... ?
# by taksim - 23 Mart 2009 23:35
Kısaca özetlemek gerekirse, kayseri-ankaragücü maçına gitmek için şehirden çıkan ankaralılar ile biz, kırıkkale şehrinin sivas-kayseri kavşağına kilometreler kala karşılaştık tesadüfen. Akabinde kaptanı uyarmamıza rağmen içinde ankaralılar olan minibüs arayı açtı.. Tahmin ettiğimiz gibi tam o sivas kayseri ayrımında pusu kurmuşlardı. 7 8 kişilik bir ekiple bizim minibüsü taş yağmuruna tutmalarının akabinde 100 metrede ancak durabildik. Atış konusunda kazma olmaları ve kaptanın anlık manevrası -azdaha minibüsü deviriyordu- sayesinde tek camı patlatabildiler.. Minibüsten inmemizle beraber onlar da aynen minibüse binerek hızla uzaklaştılar. Kaçtılar yani..
Biz de, en yakın sanayi bölgesine girip muşamba ayarladık ve kırık cama yapıştırarak devam ettik, istanbula kadar getirdi, kaliteli muşambaymış :)
Kısaca bu şekilde.
İHA ve DHA acaip sallamasyon haberler yapmışlar, ankaragüçlüler de olayın tam bir devlet hastanesi yakınında olmasını fırsat bilip yaraladık devirdik ayaklarına yatmışlar.
# by taksim - 23 Mart 2009 23:36
Ayrıca unutmuşum yazmayı, minibüsün hali resimlerde mevcut :)
Yorum Gönder