Neredesin Sen?
Sene başından itibaren Mustafa Denizliyi en çok eleştirdiğimiz nokta lig sürecini hafta hafta değil de daha aylar sonrasını planlayarak ilerlemesiydi. Maçların oynamadan kazanılamayacağını bizden iyi biliyordu ama planları tam ters yöndeydi. Kayseri maçı için kadroyu kurarken rakibin en etkili adamını tutmak için görevi defansın en zayıf halkalarından Toramana vermişti. Geçen senelerde de zaman zaman ön libero oynayan Toraman orta sahanın 3. adamı görevinde bulunurken kayseri hücumlarında Makakulanın dibinde olmalıydı. Makakula da tek yalnız kaldığı an defanstan kurtulduğu pozisyonda golünü attı zaten.
Sene başından beri önemli maçlarda rakibin en önemli adamını kitleyerek önce rakibi durdurup sonra vuran Beşiktaş formulu bazı maçlarda yaradı bazılarında da yaramış gibi gözüktü. Ancak diğer düşünülmesi gereken nokta Beşiktaşta böyle adam olup olmaması. Rakip teknik direktör soyunma odasında oyuncularına talimat verirken Beşiktaşın hangi oyuncusu için özel önlem alıyordur. Tek tek düşününce elimizde bir stoper ve ön libero kalıyor. Eğer o kadar korkak değilseniz birebir bu oyuncular için önlemler almazsınız. Dün Tolunay Kafkas Tellonun kendini bu kadar aşacağını bilseydi özel şeyler düşünebilirdi ama Tello daha oyunun başında Şiliye selam gönderince kontrol tamamen Beşiktaşa geçti.
Dün Tello Beşiktaşta yapması gereken herşeyi yaptı. Pres yaptı, top çaldı, inanılmaz paslar yolladı ve golünü attı. Kendinde olan şeyleri neden bu kadar saklayıp basitleştirdiğini anlamak güç ama hem sağ kanat hem de orta sahanın önünde oynayıp "zidane"laşması bambaşka bir şeydi. Eğer sene sonuna kadar tek başına üç dört maç daha böyle kazandırırsa gönderilecekler listesinden çıkartılabilir. Şu an da en çok istediği şeylerden biri olan Dünya kupasında da forma giyebilir.
Bir kaç cümlede Türkiyenin en son yapılan "modern" stadı için söylemek gerekir. Daha o stadyumda maç izlemek nasip olmadı ama tv başında stadyumdan gelen sesten rahatsız olup sesi kısıp maçı izlemeyi ilk kez düşündük. Tribündeki taraftarın sesini dışarı vermek için kullanılan hoparlörler patlak ve gereksiz olunca tribünde bağıranlar kanlı canlı insanlar değilde robotlar gelip tezahürat yapıyormuş gibiydi.
oneblood
This entry was posted on 28 Şubat 2010 Pazar at 19:03. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
Yorum Gönder