Emniyet ve Alen Markaryan
Zor tabi hazmedebilmek böyle bir görüntüyü, öyle bir gün yaşadıktan sonra.. Orada olan bilirdi o gün olanları, gaz bulutunun içinde nefes almadan duramayıp, içine çektiğini kusmayı da başaramamayı.. Olayın sinirini hala dahi üzerinden atamamışlar bile olabilir ayrıca, doğaldır..
Şeref Bey'de bir protestoda başlayıp, deplasmanların fenomeni haline gelmiş "çevik kuvvet beyaz desene" tezahüratını bile tarihe gömecek kadar güçlü bir etkisi de vardır yaşananların ki, Kocaeli'de yapılmaya kalkışıldığının akabinde susturulmuştur..
Düne kadar genel görünüm, artık Beşiktaş Taraftarı ile emniyet güçleri arasında bir husumetin başladığı gerçeğidir. Kayseri maçında sahaya çıktıklarında tepki ile karşılaşan çevik kuvvetcikler, bundan sonra tribünden -müdahale edilemez/edilmesi zor bölge olduğu için o kadar rahat olarak(!)- her görüldükleri vakit tepki ile karşılaşacak duruma gelmiştir, aksinin iddia edilmesi güçtür.
Gelelim bugüne.. Eskilerden çok şey değişiyor tabi.. Geçmişten dinlemiş olduğumuz hikayeler, hararetli zamanlar ve kendine dahi karşı durabilen bir asi ruh yok artık.. Tribünde işler politikalar üzerinden yürütülüyor.. Tribün-Yönetim, Tribün-Emniyet, Tribün-Tribün arası ilişkileri hep bu politikalar belirtiyor..
Ayrıca, günümüzde bir "Polis" gerçeği var.. Pek çok teknik donanım ile tüm yaşananları kontrolü altında tutabilen bir "gerçekten" söz ediyoruz.. İstediğini yapabilecek bir polis gücü.. Tepki olarak karşısına çıkabileceğin bir platform yok. Aldığın cezalara itiraz edebileceğin bir mecra yok.. Hal böyle olunca, elinde jopu, belinde gazı, ayağında kocaman postalları ile seni kovalayan acaip'lerden kaçmak/kendini savunmak için tek varlık, kaldırım taşları ve depar gücün..
Dağılmasın, Alen abinin ziyaretine dönelim.. Ben de ilk okuduğum zaman şaşırmış ve çok sinirlenmiştim ama, bir de bu politikalar yönünden bakmak lazım konuya diye düşünüyorum. Böyle bir hamle yapmak, gergin ortamı biraz da olsun yumuşatır düşüncesi ile gidilmiştir oraya sanıyorum.. Ayrıca, gördüğüm yorumlarda herkes Alen şöyle Alen böyle yazmış ama, Alen abinin kendi iradesi ile taraftar adına açıklama yapmaya yetkisi yok..
ÇARŞI olarak gösterilen resmi vasfı bulunmayan bu topluluğu bir kurum olarak ele alsak, Alen abinin sıfatı basın sözcüsü olurdu, ötesi olmazdı..
Her zaman bir alınmış karar vardır, Alen abi o kararın sesi olur.. Ve yine bir karar alınmış, Alen abi o kararın sesi olmuş, çünkü herkes O'nu tanıyor..
Aynı Alen abi, Kayseri maçı bitimiyle birlikte polislere gelin dalın çağrısı yapan bir besteyi söyletmeyi de denemişti.. Taraftar bekleyecek diyordu setten ama, içerde polis kalmadığından fazla ilgi toplayamadı icraat..
Medya, özür ziyareti diye atmış başlığı, işlerine geliyor böylesi çünkü, hitlerini arttırıyor sansasyonel başlıklar.. Çünkü bu ülkede bir olayın haber değeri taşıması için ses getirmesi gerekiyor; onlar da aynı ortamda konuşulan diğer konuları olmamış gibi göstermekte tereddüt etmiyorlar.. Ne de olsa "Alen özür diledi!", "Çarşı Geri Vites Yaptı!".. Vay anasını sayın seyirciler?!
Büyük bir ihtimalle, bu ziyaretin asıl amacı Bursa maçı idi.. Ne olacağı, ne biteceği belli değil.. Gelmezler ise, 16. dakikada yine gözler tribünü tarayacak.. Gelirlerse? ... İşte gelirlerse ne olacağını kimse kestiremiyor.. Diğer yanda, yeniden yürüyeceğiz dedikoduları dönerken, tribün içi gerginlik Kocaeli maçı ile zirveye çıktı; duyduklarımız rüzgar değilse -umarım öyledir-, iyi şeyler beklemiyor kapalı tribünü önümüzdeki maçlarda..
Ben de kabullenemiyorum bu ziyareti ve çıkan haberi, evet.. Ama böyle bakmak gerekiyor sakin kafa ile ateş püskürmeden belkide.. Artık her koşulda polisler ile arayı sıcak tutmak zorunlu bir durum.. Artık yapılabilecekler sınırlı..
Belki ben yanlış yorumluyorumdur ama gördüklerim ve bildiklerim aslında -bunu söylemek istemezdim- doğru iş yaptıklarını söylüyor..
Karşı görüşü olanlara da şimdiden hoşgeldin diyelim, yorum yaz buttonu sizindir..
taksim
This entry was posted on 15 Nisan 2009 Çarşamba at 10:03. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
# by Tunç Bozacılar - 15 Nisan 2009 13:31
bir nefeste okunan , valla tek kelime ile güzel yazı olmuş (iki kelime oldu lan) ...
# by Cuba Santiago - 16 Nisan 2009 14:01
aslında dakika 16 da tüm inönü susuverse... ölüm sessizliği bir nevi... :) truva olacağı varsa da şok olurlar.. elleri ayaklarına dolaşır gibime geliyor... asıl sessizliğimizden korkun diyoruz ya hep.. enteresan bir kontra olur...
bendeki fantezilere de bak yav :)
Yorum Gönder