Göbekleri Salmamak..



Eski, umut veren ama asla yüz güldürmeyen Beşiktaş'ın geri geldiğini, yallah cinler/kışkış cinler diye diye ancak bir sezon kovabildiğimiz o uğursuzlukların yeniden başımızda toplanmaya başladığını düşünüyordum. CSKA maçından sonra görüyorum ki, iş fena halde abardı gidiyor. Camianın şu anki durumu, bence tipik bir başarısız sezondan çok, hızla yokuş aşağıya ilerleyen frenleri patlak bir kamyon gibi. İşin komik tarafı, kamyonun şöför koltuğunda oturan başkanın da çook eskilerden beridir ehliyeti olmadığı ayan beyan ortada..

Şimdi sandalyeye o bir türlü rahat edememiş bedenlerimizi yaslayarak düşünüyoruz.. Beşiktaş ne halde.. diye.. Herkes kan ağlıyor. Birimizin yüzü gülmemeye başladı.. Geçen sezon sonuna kadar naber sorusuna iyidir diye yanıt veren her Beşiktaş taraftarının ağzından, şimdilerde eh işte ne olsun bile zor çıkıyor.. O kadar kafayı yedik ki hatta, o kadar çok yüklenme oldu ki şu beyinlere, sonunda başkana fiili saldırıda bile bulunduk.. Bulunduk diyorum orada olmamama rağmen. Kendimi de eklememin sebebi, bu içler acısı, bu özünde rezalet harekete gönülden katılıyor olmamdır. Her şey bir yere kadardır, her şeyin belli bir sınırı vardır.. Ve bence artık Beşiktaş taraftarının sabretmeyi, saygı duymayı gerektirecek bir durumu, bir dayanağı kalmamıştır. Tıpkı, Beşiktaş Başkanı "title"ını tutunduracak hiç bir şeyi kalmayan sıfatsız Yıldırım Demirören gibi..

Normalinde zaten biz taraftar olarak sabırlı durabilen, beklemeyi bilen veya yönetime karşı efendi kişilikler değiliz. Buna rağmen, yıllar boyunca -yıllar oldu anasını sattığım adamından kurtulamayalı- iyi dayandık veya bizim dayanamadığımız durumlarda dayananlar sayesinde bir şekilde bu günlere geldik. Belki de en başından, daha bokun çukurunun ilk göründüğü günden böyle bir hamleye ihtiyaç vardı.. Neyse.. Mesela, Serdar Bilgili'yi hiç sevmem.. 100. yılımızda başkalık yapmış olması umurumda değildir. Kendisi, 101. yılda yaşananların en büyük sorumlularından biridir bana göre. Ama herşeye rağmen, taraftar hafif küfürlü olarak yönetimi istifaya "davet" ettiği zaman, adabıyla çekilmesini bilmiştir. Hemde sadece başkanlıktan değil, tamamen Beşiktaş camiasından..

Gel gelelim, Yıldırım efendi, O'na da yapılan aynı tarz muameleye bırak kulak asmayı, suratını çevirip tribüne dahi bakmamıştır. O içinde beyin olduğundan kesinlikle şüphelendiğim kafası ile birlikte koca çınar Beşiktaş'ı bugünlere getirmiştir. Taraftar önce 'git' demiştir. Sonra 'istifa' demiştir. En son 'yeter' demiştir..
Demirören 'yetmez' demiştir.. Bununla da kalmayıp, şampiyonluk görünce başkanını pohpohlayan taraftarına "gol atmaya" devam etmiştir.. -umarım, denizli deplasmanında ve şampiyonluk kutlamalarında büyük başkan diye anıranlar bugün mutlulardır-
Burada ince bir detay daha var. Bugün başkana saldıranlar, bekleyip bekleyip patlamış ya da her zaman aynı çizgide durduktan sonra artık müdahalenin vakti gelmiştir diyerek Sabiha Gökçen'e intikal etmiş kimseler değildir. Ve böyle olması, taraftarın da camiası gibi kendini tamamen kaybetmek üzere olduğunun apaçık göstergesidir.

...

2.000 TL..
Eski para ile 2 Milyar yeterli gelecekte Beşiktaş'ımızı doğru yerlere taşımak için belkide. Bir şeylerin olacağına değil de, olanları değiştirmek için mücadele edebileceğime inandığım için söylüyorum bunu. O 2.000TL ile klübe resmi üye olarak, bir takım işlere yakından müdahale etmekten ve gerekli gücü sağladıktan sonra direk kafaya oynayabilmekten söz ediyorum. 4 takside bölüyordu klüp yanılmıyorsam. Kıçımızı toparlayamadık, pek de ciddiye almadık belki, -özden de eleştirelim- olmadık bugüne kadar üye ! Canımızdan çok sevdiğimiz klübümüze.

Geç kalmış değiliz. Zararın bir yanından dönecek bu klüp.. Bir şekilde bu günler de aşılacak ama, o küfenin altına girecek göt, koca holdinglerin paraları ile ülkeleri çiftetelli oynatanlarda değil, kapalının ortasında boğaz patlatanlarda, uzakta sevdasını gazete küpürlerinde yaşayanlarda, Beşiktaş için üzülenlerde var.. Bizde var.. Ve biz, Beşiktaş'ın anasını ağlatan bu 50 yaş üstü katanalardan kurtarmak zorundayız! Biz bir şeyler yapmak zorundayız..

Mali genel kurullarda, yemeklerde, ziyaretlerde, bir şekilde.. Sesin gerçekten duyurulabileceği her ortamda ses çıkartabilecek kalabalığa ulaşmak yeterli, yıllardır üstü örtülen asıl gelenek yapısını yeniden ortaya çıkartmak için; özkaynak temelinden Beşiktaş'ı yeniden ayağa kaldırmak için; büyüklerimizden dinlediğimiz gibi, çocuklarımıza da bir EFSANE BEŞİKTAŞ anlatabilmek için..
Çok zor değil,
gerçekten..


taksim

  1. gravatar

    # by The Eagle Abroad - 2 Ekim 2009 06:18

    bir zamanlar bir yerlerde buyuk besiktas taraftar projesi vardi... bir daha bakmak lazim boyle bir olaya... askeriye ihtilal yaparsa, bu taraftar niye yapmasin?... çokmu zor klübe el koymak?