Kurtköyden İnönüye
Dün oynanan Şampiyonlar Ligi maçlarında yaşanan sürprizlerden sonra herkes Beşiktaştan bugün yeni bir sürpriz bekliyordu. Maç sonunda skora baktığımızda "ah vahlar" ediyorsak Beşiktaşın sürprizi üst direkten dışarı çıkmıştır. Uzun zamandır Beşiktaşı televizyon başında izlerken yerimde bu kadar oturup kalkmamıştım. Kaçan pozisyonların sonu golle alakasız olsa da insan sürekli golu arayan takımını izlemeyi çok seviyor.
Maç başlamadan önce tünelde Tabatayı görünce kafamızda kadroyu öne göre kurduk ama meğer kadro Tabatasız ve tatsızmış. Deplasmanda yenemiyorsan yenilme olayını anlarım da bu kadar korkak kadroyu anlayamam. Sonradan bozma Ekremin de dahil olduğu üçlü ön libero sistemi istesen de istemesen de geriye yaslanmaktır. Geriye yaslanan takımların ne hale düştüklerini hepimiz az çok biliyoruz, bu hiç değişmeyen sekteye uğramayan bir olaydır. İlk 10 dakika sağlı sollu Wolfsburg ataklarını izleyince skorun ne olacağını merak etmeye başladık. Mustafa Hoca da durumu görmüş olacak ki kafasındaki şablonu bozmak zorunda kaldı Ernsti ve Finki sürekli ileri gönderdi. Bu karar değişikliğinden sonra da oyuna yeniden bir başlangıç yapıp pozisyonlara girdik, rakip olduğumuzu belli ettik. Geçen sene toplam 60 gol atmış üç oyuncunun olduğu takımdan hiç gol yememek kesinlikle defansın iki süper ismi Ferrarinin ve Sivokun başarısıdır, hele hele yanlarında iki İbrahimler varken bunları başarmış olmaları madalyalık iştir. Her zaman savunduğum şeyi yine söylüyorum Ekrem bu takımda sadece sağ bek adamıdır ama o mevkinin de yedeğidir. Neden geldiği hala belli olmayan sadece vucüdu burda kafası hala Getafe de olan İbrahim Kaş sözleşmesine "ilk 11" şartımı koydurdu kıllanmaya başladım. Fink ağzıyla kuş tutsa, tuttuğu kuşa havada iki parende atıp rövaşatayla doksana taksa yine de takımda kalamıycak. Tanrılar Delgado için kurban onu istiyorlar. Nihat ve Bobo iyi ikili olma yolunda, anlaşamadıkları pozisyonlarda bile sürekli konuşuyorlar tartışıyorlar kısa zamanda herşeyi yoluna oturturlar. Biz de Nobreden bir şekilde kurtuluruz. Tello boş yere Şiliye gidip gelmese bu takıma hala çok şey katıcak da dünyanın bir ucuna boş yere gidip gelmek hep bir gömlek düşürüyor topçuları. Bir daha ki gidişinde barda kavgamı eder, karıya kızamı askıntı olur bilemem ama bi 6 ay daha milli takımdan ceza alsa hem onun için hem de Beşiktaş için daha hayırlısı olur.
Bugün Beşiktaş umutlarını kurtların köyünde bırakmadı siz hele bir İnönüye gelin orda görüşelim mesajı verdi. İnsan umutları oldukça yaşarmış ya hani "bir umudum sende anlıyor musun?"
oneblood
This entry was posted on 22 Ekim 2009 Perşembe at 02:36. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0. You can leave a response.
Yorum Gönder