Afiyet Olsun #2


Bu konuda bir tespitim vardı, futbolcular maç haftasında birbirlerine bir şeyler yedirmeleri üzerinden totem yapıyor takım demiştim şu yazıda.. Bu hafta da gelenek devam ediyor gördüğümüz üzere..
Ve ben iddia etmeye devam ediyorum;
Cisse'nin doğum günü de bahanedir.. Bu bahaneyle de futbolcular, "mideye destek günleri" organizasyonlarına bir yenisini eklemişlerdir, Kayserispor maçı öncesi haftalık totemlerini yapmışlardır..

Kendilerine afiyet bal şeker olsun diyor, sempatik-kazma Cisse'nin doğum gününü kutluyorum..

Arapası

* İçimizde bilenler vardır, açıköğretim sınav haftasına girmiş bulunmaktayız.. Aylardır kurslara gittik geldik, testlere hazırlık için çalıştık durduk, bu arasınavda ne b.k yiyeceğiz merak ediyorum.. Bakıyorum etrafa dersanede, herkes bir stres içinde, herkes bir çalışma derdinde.. Acaba diyorum ben mi bu kadar az önemsiyorum şu mereti ? Sanırım bu sorunun cevabı evet..
* Soruların cevapları demişken, bu aralar fena halde uyuz olduğum bir durum var. Sınav test usulü olduğundan mütevellit, 5 adet seçenek veriyorlar önümüze soru başına.. A B C D E demişler bu işi yapanlar ama, aslında onlar abcde değil.. Onlar; Adana Bursa Ceyhan Denizli/Diyarbakır Edirne.. Evet, hepimiz biliyoruz bunu yalan yok.. Peki Kim koymuş abi bu isimleri ? Herkese nasıl öğretmiş ? Çok büyük marifet gerçekten, bulan kişiyi tebrik ediyorum..
* Biraz açalım.. Bu 5'linin içinden göze en çok çarpanı, torpilli diye düşündüğümüz şık olan Ceyhan mesela.. Kendisi Adana gibi, Bursa gibi, Denizli/Diyarbakır gibi, Edirne gibi bir şehir olmamakla beraber, aynı zamanda A şıkkındaki Adana'nın da bir ilçesi.. Şu saniye kıllanıyoruz mevzuya.. Sonra, Düz mantığı kuralım hemen.. Ceyhan, Adana'nın İlçesi olduğuna göre; örneğin bir problemin doğru cevabı C(ceyhan) ise, A(adana)'yı da işaretlesek doğru kabul edilmesi gerekiyor.. Ama edilmiyor ! ve bu bence haksızlıktır, yanıltmacadır..
* Haksızlık deyince aklıma geldi.. Tüketici hakları mevzusunu yıllar önce Erman Toroğlu ile saçma sapan reklamlar seyrederek öğrendik.. Bir çoğumuz belkide hala haberdar değil ama Erman'ın reklamları devam ediyor. Neyse, söyleyeceğim odur ki, Tüketici Hakları denen mevzu gerçekten işe yarıyor.. Çok kısa bir zaman içerisinde -1/2 Hafta- alınan ürün/hizmet ile ilgili verilen şikayet, sonuçlanıyor.. Postlarca anlattığım bir cep telefonu hadisem vardı, bugün itibarı ile tüketici mahkemesinden para iadesi kararını almış bulunmaktayım.. İnanılmaz mutlu oldum, huzur verdi.. :)
* Huzur veremeyen bir Nobre kaldı, en sonunda alıcam faber kasteli dayanıcam ümraniyeye.. Bir imza atmak bu kadar mı zor arkadaş.. İstemiyorum artık zaten atmasın da, tek korkum takımı bozacak adi herif.. Hala kaptan ayaklarına dolanıyor, uyuz olma dozajım sınırı aşıyor ve artık kendimi tutmayacağım..

finiş

Seçimler #9


Seçimler ile ilgili çok yorum yapmak mümkün, heryerde insanlar bildikleri oranda yorumlar yapıyor. Ama dünden bu yana takip ettipim bir durum var ki, seçileceğim kaygısı ile veya parti fanatizmi nedeniyle insanlar birbirlerini vurdular, vuruyorlar hala.. Son bilanço bugün Sabah'ın haberine göre 12 Ölü, 129 Yaralı..
Kimse üzerinde durmuyor, hatta "seçim kavgaları" olarak tüm haberlerde yer alıyor. Yok İstanbul'u kim almış, yok Akp'nin kalesi yıkıldı vs. şeklinde haberler okuyorum bunlar yerine.. Alt yazı ile geçiyor ölümler, yaralanmalar..
Ölenlerden 3 tanesi de muhtar adayı imiş.. Ağzım açık takip ediyorum geceden bu yana.. Belki o yaralılardan da kurtarılamayanlar olacaktır, fazlalaşacaktır ölen sayısı ama, belki 3 satırlık bir haber ile geçiştirilecek medyamız tarafından..
Ayrıca bir tane belediye başkanını veya parti başkanını da görmedik, çıkıp ölenler için konuşma yapsın, ne bileyim sakinleştirsin insanları.. Tersine, özellikle sandıklar sonuçlanmaya yakın iyice gerginliği arttırdılar.. Uzaktan bakınca çocuk gibilerdi, ülkenin ne kadar rezil bir halde olduğunu bir kez daha ortaya koydular.. Bir yandan Chp Genel Sekreteri kendisine gelen bilgileri aktardı, bir yanda İ.Melih Gökçek kendisine gelen bilgiler doğrultusunda açıklama yaptı.. Bu kendilerine bilgi veren gizli ama önemli insanlar ile gerçekten tanışmak isterdim.. Kimdir necidir bilemiyorum ama, seçimi başkanlar değil, bu arka plandaki adamlar götürdüler, kimse itiraz etmesin.. Bir ara da başbakan sahnedeydi, O da aynı lafları değiştire değiştire anlattı..
Sürekli oyunlar olduğundan bahsedildi, Melih Gökçek ile Chp Genel Sekreteri, Ankara'daki açılmamış sandıkların olduğu ilçelerden söz ederlerken bildiğiniz gibi partimizin kalesi konumundaki X ilçemizden oylar daha gelmedi gibi şeyler söylediler.. Biz de ekran başında, aynı ilçe ikisinin birden kalesi nasıl oluyor diye meraklandık.. Birisi 2 puanla bitireceğim diye meteorolojiye taş çıkarttı, diğeri 30'lu farklardan bahsetti..
Bu sırada, Tv kanalları mevzuya uyum sağlamış bir şekilde ayrı telden çalıyorlardı.. İşin tek resmi ağzı olması gerekmiyor mu, bu resmi ağızdan gelen açıklamaya göre insanların bilgilendirilmesi gerekmez mi anlamıyorum ama, Star %38 derken, Show'da %39.3 nasıl olabiliyor hayretler içerisinde kaldım ekran başında dün gece.. Hele Beyoğlu Belediye Başkanlığı, gece CHP'nin iken, sabah iş yerinde AKP'nin kazandığını görünce iyiden iyiye terelelli oldu bünye..
Son olarak 29 Mart 2009 Pazar Günü tarihe, aynı zabıtaya yarısı oy çalıyorlar, yarısı sahte oy getiriyorlar diye tekme tokat dalan parti mensuplarının görüldüğü, başkan adaylarının seçim kurulu bilgisayarlarını kucaklarken yakalanıp hakkında tutanak tutulduğu dedikodularının yayıldığı, elektrikleri kestiler verileri çaldılar diye ortalığı velveleye verenlerin, veri dedikleri şeyi bulmak veya değiştirmek için de elektriğe ihtiyaç olduğunu unutarak saçmaladıkları, kaybedenin kazananı teselli etmek yerine, silahıyla bi güzel vurduğu ve tonla saçmalığın gözümüzün önünde yaşandığı bir seçim günü olarak tarihe geçerken, kendi çapımda Yerel Seçimlerden ilginçlikleri toplamaya çalıştığım Seçimler serisi de burada sona ermiş oldu..

taksim

Az Sonra..


* Reklam dediğin iş başka iş abi.. Benim gözüme girecek reklamın karizması olacak.. Maçtan önce 2 reklamda bir soktular gözüne herkesin, BRC diye bir şey.. Ne olduğunu bilmiyorum, çok da önemli değil aslında ama, abi ünlü/ünsüz birinin çıkıpta ben şunu tercih ediyorum/gittim yerinde gördüm/içtim/denedim/üzerine oturdum/kullandım ve çok beğendim, siz de tercih edin/gidin görün/için/deneyin/üzerine oturun/kullanın şeklinde bir ürünü sunması artık bayağı ilkel kaçıyor.. Ne lan bu, banane sen beğendiysen.. Bana beğendirebiliyor musun ki kalkmış ordan afra tafra yapıyorsun ? Hem sen kimsin ?
*Sakinleşerek devam edelim.. Turkcell'in fenerbahçeyle galatasarayla ve diğer takımlarla sözleşmeleri var, biliyoruz. Ama sanıyorum, Beşiktaş ile yaptıkları bambaşka bir sözleşme var ki, her reklamlarında mabedimizi görüyoruz.. Reklamların odak tribünü Yeni Açık.. O stadın stratejik olarak önemi en büyük tribünü, bildiğimiz gibi Kapalı Tribün.. Peki neden hiç Kapalı Tribünü reklamlarda göremiyoruz ? Çünkü Tavanında Kocaman BEŞİKTAŞ yazıyor.. E madem reklamını yaptınız, yazıyı da gösterin ?
* Okuduğum yazılarda sürekli Telekom'un Milli Takım reklamından bahsediliyordu. Bugün izleme fırsatı buldum.. Kesinlikle 1 Numaralı Milli Takım reklamıdır.. Ayrıca milli takım haricindeki telekom reklamları da izlenesi reklamlar olmaya başladı, söylemeden geçmeyelim.. Heralde birini getirdiler başa iyi para verip, baya yaratıcı işler çıkartıyor..
* Son olarak, büyük maç başlamak üzere.. Kısa bir zaman içinde Spiker Fetişizmi konulu bir yazı yazmayı düşünüyorum.. Konunun asıl kahramanlarından bir tanesi anlatacak, Ercan Taner mikrofon başında..

Ve Kimse İtiraz Etmesin, Dünyanın En Güzel Tribünü, Orası..

#12

Nerde Kalmıştık ?


*Günlerden Cuma, saat 8'e doğru koşar adım giderken, saate baktığım an irkiliyorum.. Aklımda akşam Fener maçı var diye kalmış, kim demiş, ne alaka bilmiyorum.. Akıl süper ligde, haftanın ilk maçını totemlemek üzere hareketlendiğim vakit anımsıyorum bu haftanın milli maç sebebiyle futbolsuz geçeceğini.. Geçtiğimiz haftalarda totemden ve faydalarından bahsetmiştim. Sezon sonu da, sanıyorum ses getirecek bir arşiv koyacağım ortaya, şimdiden sinyalini çakayım..
*Aslında futbolsuz tabiri biraz ağır kaçmış olabilir. Sonuçta ülke takımları, milli duygular, dünya kupası vs.. Ama sevimsiz geliyor milli maç araları.. Beşiktaşlı futbolcu yoksa izlemem bile, haz alamıyorum.. Sanki asıl milli takım Siyah-Beyaz olanı.. Hatta bu mevzu yüzünden, çevremdeki çoğu insan ile farklı görüşleri paylaşıyorum bu milli maçlar/milli duygular konusunda.. Takımla -Beşiktaş- bir hafta daha görüşememek gibi sanki o ara, bir hafta dinlenmek belki.. Ama huzursuzluk verir gibi, "tabir-i Sabri" ile .. :)
*Ayrıca olayın bir de şu yönü var.. Bizim çevrenin çoğu sevmez milli maç arasını takımın dengesini bozduğu için. Tıpkı "Cuma maçları uğursuzdur" inancı gibi, milli maç aralarından sonra takımın çıkacağı ilk maça da bir ön yargı ile bakılır.. İstatistik olarak araştırsak belki hiç de alakası yoktur ama, hurafe hurafedir işte.. Olası puan kaybının suçlusu bellidir bir hafta önceden..
*Ben böyle aralarda, takım Şeref Stadında hazırlık maçı oynasın istiyorum mesela.. Bir kaç kere oynadık daha önce, ama arkası gelmedi veya bu işlere önem veren hoca değişti falan filan, takımın Şeref Bey'de oynadığı hazırlık maçları da tarihe karıştı böylece; tıpkı taraftarın gönlü olsun/gazı gitsin diye ayarlanan antremanlar ve PAF maçları gibi..
*Hakkaten, olsa şimdi bir hazırlık maçı, Erkan Zengin'i, Uğur İnceman'ı falan izlesek.. Belki son dakikalara doğru Aydın da girerdi.. 90 Dakika makara olurdu tribünde vs.. Hayale bak anasını satayım..
*23:00'da maçın babası var aslında.. Güzel maç olacak, saat farkından dolayı geç oynanacak olması herkesi ekran başına kitleyecek santrayla birlikte.. İspanya 11'i de açıklanmış bu arada.. Xavi, Torres, David Villa.. Şimdiden geçmiş olsun..

#11


Yapma bunu, Yapma bunu..
:)

Deli İbrahim


Bir yıl önce bu zamanlarda, takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakıyorduk.. "Rezalet oynuyor" demek bile ona fazla kaçardı.. Eskinin top aldımı düşmeden bırakmayan Deli'si, yürüyemez bir sol bek olup çıkmıştı karşımıza, Kaptanlığı koluna taktıktan sonra..
Her ne olduysa, Toraman ile o kavgalarından sonra oldu.. Tribün bile yavaş yavaş ıslıklamaya başlamıştı top ayağına geldiği vakitlerde ama, kaptanlık elinden alındıktan sonra bir-iki yaş gençleşti Deli İbrahim.. Bu gençleşme kendisine kaptanlığı geri getirmedi ama, bugün açıklandığı üzere milli forma altında İspanya karşısına ilk 11'de çıkartacak..
Valla helal olsun.. Bu sezon küfür etmiyorum İbo'ya, rezil oynamıyor.. Eskiden seyrettiğimiz soldan atıp sağdan kovalayan Deli gibi de değil ama, şimdilik yeter hem bize, hem milli takıma..

Bunu yazacağımı söyleseler inanmazdım daha önce..
Fazla yorma kendini, Beşiktaş'a lazımsın Deli İbrahim..

Fm2009 - Bury FC


Takımın renkleri biraz garip, biliyorum. Ama formasını beğenmeyen çıkmaz diye düşünüyorum..
Football Manager 2009 Oyunu ve 2008 versiyon oyundaki gibi, Bury FC'nin başındayız bu oyunda..
Bir önceki oyundan, az çok takımdaki isimleri ve potansiyelleri biliyordum zaten -yine Bury'i seçmiştim-..
Birkaç eklenen yeni oyuncu ile beraber sezon açılışını yaptık bakalım.. Uzun aralıklar ile kısa kısa yazmayı düşünüyorum teknik direktörlük performansım ile ilgili..
Alt liglerden takımlar ile o zorluklarda mücadele etmeyi seviyorum. Her ne kadar insan her maçını kazanmak istese de, böyle takımlarla oynandığı zaman aklın bir tarafı sürekli, olum kesin bu maçı kaybedicez hee şeklinde düşünceler üretiyor.. Bununla beraber, olmadık maçları olmadık zamanlarda kazanmak da, insana sezon içinde şampiyon olma hissini tattırmaya yetiyor..

Klübümüz çok düşük bütçeli, CocaCola League2'nin düşmez çıkmaz demirbaş takımlarından.. Finansal açıdan FM oyununda bulunan genç ve ucuz isimleri alacak dahi paramız yok malesef.. Biz de direk, kardeş klüp olduğumuz büyüklere ve onların genç isimlerine odaklandık.. Kiralık gelen bir iki önemli -Etuhu ve Jutkiewicz tavsiye edilir- ismin yanına çok ucuza iki de transfer yaparak sezona başladık.. Tabi önemli olarak lanse ettiğim bu isimler de iyi topçular değiller aslına bakıldığı zaman.. Ama bizim takımın rezalet altı kalitesine göre bir tanesi Ronaldo, diğeri ise Berbatov kıvamında..

Sezon öncesi hazırlık maçları gösteriyordu ki, bu takım iş yapacak.. Kendi ligimizden üst liglerde top oynayan takımlara karşı oldukça dirençli oynadığımızı söyleyebilirim. Futbolumuz ümit verdi. Manu ve Everton rezerve takımlarına da pek ezilmedik açıkcası.. Galibiyet yüzü göremedik tüm hazırlık maçları boyunca ama yine de bizi karamsarlığa itecek hiç bir şey yoktu..


Sezonu Shrewsbury deplasmanında açtık, sıkıcı geçen maç 0-0 sona ererken iki taraf da bir puana razı geldi. İki takım da pozisyona nadir girmeyi başardı, hatta şerefsiz hakem bir penaltımızı es geçti.. -:)- Burda önemli nokta, rakip takımın gücüydü.. Geçen sezonki oyundan hatırladığım kadarı ile her sene kafaya oynayan takımlardan bir tanesiydi, Shrewsbury..

Hafta arasında, Championship -Premier'den sonraki 1. lig- liginde yer alan Doncaster takımı ile Lig Kupası maçına çıkacaktık. Aslında taraftarlar da dahil kimsenin ümidi yoktu maçtan.. Arada iki gömlek fark var çünkü. Biz kimiz ki, Doncaster'e kafa tutuyoruz.. Hani gelsinler de forma istesek, ne bileyim fotoğraf çektirsek.. Ama az önce söylediğim efsane galibiyetler olayına, daha sezon açılır açılmaz başladık Doncaster galibiyeti ile.. Hemde gerçekten üstün oynayarak.. Pozisyon vermedik, 3-1 Kazandık ve beyefendileri kupanın dışına yolladık..
Gazımız yerindeydi, gece kapatmadan oyunu bir maç daha yapak dedik ve bu sefer gerçekten o ligin en baba takımlarından biri olan Lincoln'ü konuk ettik Gigg Lane'de (Bury'deki Şeref Bey Stadı).. Zorlu maçın favorisi olmamıza rağmen, bahis tahminleri Lincoln'ün kazanması yönündeydi..
Ama, 90. Dakika geçildiğinde skorborddaki 3-0, Bu sezon gümbür gümbür gelecek takımımızın ayak seslerini yansıtıyordu adeta..


2. Hafta sonunda, 3. sıradayız şu anda.. 4 puanımız var ve daha gol görmedik kalemizde..
Extra bir durum söz konusu olmaz ise, sezonun devre aralarında ve bitimlerinde yazmaya devam edeceğim..
Bu haftalık BuryFc'den bu kadar..
:)

Kazı #2

Şeref Stadı'nın etrafında belediye tarafından yapılan tünel çalışmasının son halidir. Kazı isimli seride, ara ara fotolar eklemeye devam edeceğim.. Mabede uzak olanlar için şaşırmaya devam..





Hocaa, hocaa.. #3


"İstanbul'da Laila var, Sivas'ta ise La ilahe İllallah"

"Şehirde gece hayatı yok. Futbolcuların alkol satın alabileceği bir kaç büfe var, onlarla da iletişim halindeyim. Herhangi bir oyuncum içki aldığında hemen haberim oluyor. Gerekli uyarıyı hemen yapıyorum"

"Bana (Asker Bülent) derlerdi. Fatih Terim'in kapısının önünde nöbet tutarak bu günlere geldim."
Bülent Uygun

Hocam seni özellikle mi seçtiler ya ?

Seçimler #8

ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ordu Belediye Başkanı DSP’li Seyit Torun’un 5 yıllık icraatını eleştirdi..
Bakan Güler, “Beş sene boyunca Ordu’nun sorunları aynen devam ediyor. Çünkü ne hesap soran var, ne birşey eden var. Çünkü Zeki Sözen bir şey soramaz ki” dedi. Partililerin DSP liderinin soyadını yanlış söylediğini hatırlatınca Bakan Güler, “Sezer, Zeki Sezer. İsmini de hatırlayamadım. Yani şimdi neticede böyle bir durum düşünün” diyerek gafını düzeltmeye çalıştı..
Ardından partisinin Ordu adayı Ayşe Bahar Çebi’nin seçilmesi halinde 81 ildeki belediye başkanları arasında tek kadın başkan olacağını vurgulayan Bakan Güler, “Türkiye’de 80 tane oğlan... Genç erkek diyelim, oğlan demeyelim. 80 tane erkeğe bir tane hanım şey olacak, belediye başkanı olacak. Böyle bir durumu düşünün. Ne kadar kıymetli olacağını” dedi..
Milliyet

Ülkenin bakanı, diyecek söz yok...

Aydın Karabulut


En son kendisi ile ilgili haberleri, Yusuf Şimşek transferi zamanında duymuştuk. Tüm dünya (!) git diye ısrar ederken, o itiraz etti, gitmiyorum bir yere dedi.. Niye dedi, aklından ne geçiyordu Bursaspor'a gitmek istemeyişi ile ilgili pek bilmiyoruz ama bence çok da iyi yaptı.. Batuhan ile ilgili karalayacağım sezon sonuna doğru ama, Batu'nun yaptığı açıklamalardan bir daha Siyah-Beyaz formayı giymesi çok da kolay gözükmüyor..
Aydın'ı ilk, Şeref Stadında oynadığımız Antalyaspor hazırlık maçında çıplak gözle izleyebilmiştim. Daha önceleri de takımda olmasına rağmen Paf takımından tam anlamıyla sıyrılamamıştı.. Belliydi A takıma çıkacağı ama rahatlayamadı bir türlü ilk 11 için, Ertuğrul döneminde bile..
Sakatlığı vardı, iyileşmiş ve takımla antremanlara çıkmaya başlamış yavaş yavaş.. Tekrar A takım için antremanlarda terletecek formayı..

Hem milli takımdan, hem de Beşiktaş formasıyla oynadığı maçlardan gördüğümüz üzere, Tello'nun takımdaki rolünü, rahatlıkla üstlenebilir Aydın.. Hem Tello'nun oynamadığı zamanlar için bir alternatif olabilir, hem de bazen ikisinin aynı anda oynayacağı şablon üzerinde; biri sağdan, biri soldan değişe değişe rakibin defansif düzeni, paramparça edilebilir..

Mustafa hoca, önüne sunulan uzun vadelik sözleşmeyi imzalamıyor bir süredir.. İmzalamamasının sebebini tahmin edebiliyoruz az çok.. Bu seneden sonra pek alttan destek verecek adam bırakmadı sağolsun gelecek yıla.. İleriye dönük düşünceleri de yoktur zaten kafasında.. Ama Aydın'dan bu sene dahi maksimum verim ile faydalanması gerekiyor. Bu adamı da küstürürsek, çok ağlarız arkasından ilerleyen sezonlarda..


Umarım, kısa zamanda formuna kavuşup, yeniden Siyah-Beyaz formasını sırtına geçirir ve Kapalının önünden aldığı toplarla çizgiden rakip kalede tehlike yaratmaya devam eder..

Çok Utanmazsınız, Beşiktaş diye bağırmaya çok yakınsınız..

"Çocuklar İnanın Çok Utanmazsınız, Yarın Beşiktaş Diye de Bağırırsınız" yazıyordu geçmiş zamanlarda kapalının ortasında açılmış bir pankartın üzerinde..
Bugün çektim bunları da balık pazarında..
Artık çok yakınlar, belli..


Seçimler #7


Alanında Rakipsiz..

#10




Herkesi uyutuyosunuz gündem ayağına ama, bu kadar benzerlik olmaz.. İddia ediyorum; Fatih Terim, Sinan Engin, Abdurrahim Albayrak ve Hikmet Karaman kardeştir!
:)

Hocaa, hocaa.. #2


Bülent Uygun bize malzeme vermeye devam edecek gibi görünüyor. Daha bir tane haberini bloga koymamdan 1 gün geçmiyor ki yeniden kendisini manşetlerde buluyorum..
İşte yeni bir tanesi;
Kendisi sol dizindeki sakatlık sebebi ile bugün ameliyat geçirmiş, geçmiş olsun diyorum. Ama bir teknik direktörün sakatlanması nadir olan bir şey tahmin edeceğimiz üzere. Hemen akıllara klübenin camını tekmelediği o an geldi değil mi? Tabi sormuşlar basın mensupları, o hareketten dolayı mı diye, Haberden devam edelim ;
"Antalya'da devre arası kampında Hakan Şükür'ün ziyaretiyle kendi aralarında gerçekleştirdikleri maçta sakatlandığını belirten Uygun, "Beynimiz hala hareketleri yapmak istiyor, ancak vücut yapamıyor. Böyle olunca ters bir hareketle menisküsüm yırtıldı. Tedavi olmak üzere de İzmir'e geldim" diye konuştu. "
Hadi bunu yedik diyelim, ama hala o konuyu yorumlamaya neden kalkarsınki be adam ? Espriye bakar mısınız..
"O kulübe belediyeden ruhsatsızdı. Seçimden önce ruhsatsız yerlere yıkım kararı çıktığı için öyle bir girişimde bulundum. Bazen bu tür şeyler olabiliyor. Üzüntülüyüm."

Seni Vedat Özdemiroğlu'na havale ediyorum hocam .. Parmak arası terlikler de çok yakışmış, söylemeden edemeyeceğim..
Yeni hikayelerde görüşmek üzere :)

Seçimler #6

Bakan Çelik, belediyeciliği bir futbol takımını da benzeterek şunları söyledi: "Belediyecilik bir ekip işidir. Hani futbol, takım işidir ya. Tek başınıza Pele olsanız, Maradona olsanız orta sahada ancak top çevirirsiniz ve galip gelemezsiniz. Bu bir takım oyunu. Birisi forvet, birisi santrafor, biri defans biri de kalede olacak ki gol atabilsin. Onun için biz bir ekiple bu seçime giriyoruz."

Olası bir parti kapatma kararı çıksaydı, Ak Spor Klübü'nü kurup Süper Lig'e oynayacağınızdan şüphemiz yoktu zaten. :)

Amansız Mısın ?

Milli takım sponsoru nike, takım için özel bir reklam videosu yapmış.. Videonun adı ve içinde en çok geçen kelime "Amansız" .. Kişisel görüşüme göre, Nike'dan izlediğimiz kaliteli videoların yanında baya sönük kalmış. Vahşi doğadaymış gibi boğaları, kaplanları, saldırgan köpekleri, boynuz tokuşturan ismini çıkartamadığım yabani hayvanları, akrepleri falan görünce insan bir garip oluyor.. Futbol bu kardeşim, National Geographic Wild mı seyrediyoruz, reklam mı seyrediyoruz.. Yıkım falan koymuşlar, çözmek mümkün değil..
Ayrıca, böyle reklamlarda, daha sert hatları olan, daha gaz adamları oynatmak lazım.. Belki sponsorluk mevzusuna kaynamıştır, eyvallah ama; durup dururken ekranın ortasına Gökhan Ünal'ın sakallı toparlak suratı çıkınca, zaten yarım yamalak olan "video karizması" tamamen yerlere seriliyor.. Hakan Balta'ya köpek gibi hırlama yaptırmak adama ayıp olmuş bence. Bir de Fatih Hoca, sadece arka planda sesi ile yeterliymiş, zira o anlamsız pençe hareketi ile "Amansız Ol" deyişi, insanı alıp götürüyor..
Yorumlara baktım, beğenenlerin sayısı hayli fazla.. Ben beğenmedim, izlemeyenler için video aşağıda..

#9

Hocaa, hocaa..


Birkaç gün önceki yazıda özellikle girilip gezilmesini tavsiye etmiştim. Hazır lig arası da girmişken, daha bir detaylı incelemek istedim üstad hocanın (!) kişisel internet sitesini. İlk gözümüze çarpan, milliyetçilikte eşşeğin bir tarafına su kaçırmış şiirler oldu tabiki. Bu konuda yorum yapmadan ziyaretçi defterine yöneliyorum..
Zamanında Trabzonspor'lu taraftarların 100.Yıllarını kutlamaları konusunda bir forumda yazdıkları yazılar -gerçek veya makara olabilir- ellerde dolaşıyordu. Yazanların, 100. yıl organizasyonu için yaptıkları planlar gülmekten yarıyordu gerçekten..
Direk aklıma geldiler ben konuk defterini okurken sitede.. İnanılmaz tavsiyeler, yorumlar var konuk defterinde. Sivaslılar resmen hayalgücü konuşturmuşlar özellikle bazılarında.. Ayrıca, geriye doğru gittiğimizde, Bülent hocanın her yazıya bir şekilde cevap verdiğini de görmek mümkün. Takip ediliyor yazılanlar yani..
Aşağıya birkaç örnek koyuyorum, merak eden illaki olacaktır, Hem buradan, hem de aşağıdaki linkten siteye ulaşabilir.
Ayrıca istemeden reklam yapıyorum siteye, Hocam hit'i arttırıyorum bak, iyisi kötüsü olmaz bu reklamın :)

"sivaskaleardılı 19.03.2009 19:08:16 seyirci kıymetli bülent hocam yapılan anketlerin bazılarında seyircisi enfazla olan takım olarak fener sonra galata falan diye yayın yapıyorlar. Buna benim itirazım var halbuki Türkiye de en fazla seyircisi olan şu anda bizik. Bizim bu hakkımızı yiyorlar . Bu patent hakkımızı nasıl arayabiliriz. Taraftar diye anons etseler buna itirazımız olmaz."

Bu Bomba ;
"sivas kaleardılı 18.03.2009 16:27:02 TAK-TİK bülenthoca ziyaretçi defterine yazan serden isimli kardeşimiz nekadar çabalıyor maşallah bilgili de kardeşimiz , helal olsun üstünü başını yırtıyor, bende serden gardaşım gibi birkaç fikrimi acizane beyan ediyim. stad oldukça büyük bir alan sonra 22 eleman var sürekli yer değiştiriyorlar , haa bundan şu sonuç çıkarılabilir: sonsuz sayıda taktik uygulanabilir. biraz kafayı kullanırsak bu ve diğer maçlarımızı kazanabiliriz, bu taktikler kondisyona yönelik, gücü optimum düzeyde kullanma yani en faydalı şekilde kullanma mesela oyunun bazı dönemlerinde rakibi gafil avlayabiliriz, örneğin ilk dakkalarda defansı sağlam tutarak rakibe çullanabiliriz şaşkın ördeğe dönebilir yani rakip genelde ilk dakikalarda pek birşey olmayacağını düşünür, veya rakibin bazı zaaflarından faydalanılabilir ilerde bazen risk edilerek dönem dönem 4-4-2 yerine mesela 2-1-7 yapıp tekrar 4-4-2 yapabiliriz bu da bir manevra vurkaç taktiği olabilir, mesela hiç beklemedikleri bir adama mesela bir defansımıza gol attırabiliriz bu da sağ gösterip sol vurma olabilir. forvet kanadını sadece sağdan tutup defansımızı da solda bekçi gibi tutup sağdan bindirme yapabiliriz çünkü açık olan sol tarafımız geride defans tarafından bertaraf edilecektir. bir de diyelim sağdan atak yapıyoruz sol forvetimizin taaa solda beklemesi mantıksız orta diagonale gelmeleri onları oyuna sokacak ve daha etkin olabileceklerdir. çünkü düşünün sağ ileri taç çizgisinden topu süren forvet topu genelde hemen solundakine veriyor o da yanındakine falan... en sol açığa top gidene kadar gün akşam oluyor atı alan üsküdarı geçiyor , oralarda beklemenin hiçbir anlamı yok. Hiç konuşulmadı ben duymadım, orta saha genelde ileriye takviye ve geriye takviye olarak oyun oynuyor ve orta saha haliyle en yorulan oluyor ortada birkere güçlü kuvvetli halı vaktı yerinde adamlar oynamalı , ileri geri takviyeye ilaveten saha içerisinde SAĞA SOLA takviye işini de kanat oyuncuları yapabilir zaten takviye kuvvetler olmalı top sağda adam taaaa solda top bekliyor o top o adama gitmez ki ney bekler acaba ordaki futbolcu yani bu gibi durumlar. maçlarda cambaz olmak lazım. Kamanan da çalım ve şut var ceza yayının oralarda sahada dinlendirecek kendini bu adam rakibi az adamla yakaladığında ver yetkiyi biriki çalım peşinden gol ( bu işi ingiliz milli takımının eski oyuncularından çok oynamadı ama GASKOİN mükemmel yapardı adam için gol atmak peynir ekmek yemek gibi birşeydi ). Alışılmışların dışındaki taktiklere bakmak lazım adı da mesela sivastaktiği veya bülenthoca taktiği olabilir. rakipler öğrendiler diyelim, yok değilya hemen taktik değiştirebiliriz, mesela sürekli uzun toplarla rakibin belli bir bölgesini yorabilip yıpratabiliriz sonra o yorulan bölgeden bizim saha içinde dinlenen elemanımızı balili gibi güverdiğimiz zaman o yorulan bölgeyi dinç bir şekilde geçerek hedefe gidebilir. Yani bazı bindirmelerde gol aranmayabilir değişik maksatlı olabilir, bazı bölgeler berlin duvarı veya çin seddi gibi olabilir geçiş zor olabilir ozaman ne işimiz var oralarda yok değilya koca saha. soruyorlar taktik diziliş nasıl : cevap 4-4-2 bence olmaz böyle birşey bu duruma göre 1-1-8 , bazen 2-2-6 olabilir.Keza bazen görmüyormuyuz 0-0-11 taktiğini , iş çığrından çıkıyor maaşallah kaleci de dahil herkes gol için nerelere gidiyor rakip kalede iki kaleci biri gol atmaya çalışıyor, biri gol yememeye .... Sayın Bülent hoca kusura bakmayın sizin mesleğinizle ilgili konular üzerine yazdım . haddimi aşmış olabilirim bağışlayın. hani muhabbet de olsun diye yazdım . Çalışmalarınızda ve maçlarınızda başarılar.Allah ' a emanet olun."


"İlhan KARAKAYA 17.03.2009 17:30:09 Merhabalar Bülent hocam; Merhabalar Bülent hocam; Sizi Sivas spor ile birlikte hayranlıkla izliyorum ve projelerinizi büyük bir heyecan ve ilgi ile takip ediyorum. Hocam benimde naçizane küçük bir projem var ve sizin de bu projede benim destekçim olmanızı bekliyorum. Sizin inandığınız her türlü fikri destekleyeceğinizi bilerek, kendime ve öncelikle size güvenerek ilk sizle paylaşmak istedim. Hocam bu sene sizin önderliğinizde Sivas spor Şampiyonluğa emin adımlarla yaklaşıyor, keza ‘Sivaslı‘ Şarkıcı Hadise de Eurovizyon şarkı yarışmasında şarkısı Düm Tek Tek ile aynı şekilde mutlu sona çok yakın ve inşallah ta kazanacaktır… İşte bu nokta da Bülent Hocam benim aklıma bir fikir geldi ve şu anda bitme aşamasında olan Sivas spor’un Şampiyonluk Şarkısını Düm Tek Tek’in Türkçe versiyonu ile Hadise’nin ağzından dinlemek istiyorum ve sözlerini dediğim gibi bitirme aşamasındayım. Sizinle de görüşerek ve onayınızı alarak bu parçayı Sivas’a SİVAS SPOR’A kazandırmak istiyorum. Parçanın sözleri gerçekten bana çok heyecan veriyor ve arkadaş çevremden de olumlu tepkiler alıyorum. Bülent Hocam, aklına koyduğu ve inandığı bir şeyi yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyen biri olarak sizi tanıdığımdan bu işe giriştim ve belki de siz olmasanız hiç aklımın ucundan bile geçmeyecekti. Bana ulaşmanız için e-mail ve cep telefon numaramı bırakıyorum. İnşallah sizinle karşılıklı oturarak daha detaylı bir şekilde bu konu hakkında konuşabiliriz. Görüşmek dileğiyle… Sivas C.Ü İ.İ.B.F. Çalışma ekonomisi ve Endüstri İlişkileri 4.Sınıf Öğrencisi Adı Soyadı: İlhan KARAKAYA Cep tel: 0 506 xxx xx xx e-mail: ilhxxx-xxx@hotmail.com "

3 Tanesi yeterlidir sanırım girip devamını okumak için, sayfalar ilerledikçe insanın karnına ağrılar giriyor. Bülent hoca da bu yorumları okuyarak gülüyordur diye düşünüyorum ben de. Neyse uzattık çok, Buyrunuz site adresi..

http://www.bulentuygun.com.tr

Seçimler #5

Seçimlere az bir zaman kaldı. Herkes kimin ne yapabileceğini konuşurken, yurdumdan komedi harikası seçim haberleri çıkmaya devam ediyor.
İşte AKP Çeşme Adayı, Mehmet Ali Gökçeoğlu'nun projeleri..

Kendisinin internet sitesinden rahatlıkla da ulaşılabilecek bu projelerin teknik detaylarına kadar yer verilmiş. Ali Gökçeoğlu, ayrıca evinin bahçesine 50 mt çapında dev bir akvaryum yaptırması ile de ünlü olduğu kadar aykırı bir insan. Tanışmak isteriz böylesi ile, saygılarımızla resimleri sunuyoruz :)








Ya yazmiyim dedim ama, hani yazılmayacak gibi değil. Abi bu ne ya :))
Bülent UYGUN'dan sonra yılın adamıdır benim için Mehmet Ali Gökçeoğlu.. Tebrik ederim tekrardan, helal olsun.

not: kendisi aday adayı imiş, ancak AKP resmi sitesinde Çeşme adayı farklı gözüküyor. Bunu da ekleyelim

Seçimler #4

Yapma bunu, Yapma bunu !!..
:)

Beşiktaş'ın Kaptanı ! #2


Nobre ile ilgili yazıdan tam 2 hafta geçti, değişen bir şey yok.. Nobre hala sözleşmesini yenilemedi. Hala menejeri ile ortak olmuşlar, bahane üretiyorlar.. Yönetimden bekleneni, hoca yapıyor bu arada, Nobre'den formayı almaya başladı yavaş yavaş.. İnceden inceden kopartıyor kendini Nobre takımdan, fenerbahçeye transfer tahminimiz doğru mu çıkacak nedir ? - ya da şimdiden paranoyaya bağlamayalım -

Bir de, şu dakikaya kadar imzalamadıysa, artık imzalamasın sözleşme falan. Yolu açık olsun.

Milli Takım Vs. Beşiktaş


Milli takım teknik direktörü fatih terim, yine bizi yanıltmayarak, Beşiktaş'tan sadece milli takımı bırakan (!) Rüştü'yü ve İbrahim Üzülmez'i almış..
Stoper'e toraman, kanada Ekrem tercih edilebilirdi, şu sıkıntılı dönemde. Böyle bir dönemde -Beşiktaş formda, oyuncular formda, Rakip de İspanya- futbolcu da ister milli takım kadrosunda kendisini görmeyi, çünkü hak etmiştir o formayı. Ama olmayınca, adamı da küstürüyorsun milli takıma. Toraman da güzel dokundurmuş, zamanında bizim taraftarın açtığı bir pankart misali; "Sessizlik Anlayana Çok Şey Anlatır." Helal olsun..
Bu mevzuda tek istisna futbolcumuz Gökhan Zan. Oynasa da oynamasa da milli takımın klişe futbolcuları arasında kendisi ve tereddütsüz herkesin görebileceği şekilde, Milli takım maçlarına, Beşiktaş forması altında çıktığı maçlardan daha fazla konsantre oluyor. Hal böyle iken, kendisi milli takıma her zaman seçilmelidir. Hatta işi abartıp milli takımdan başka takımda da oynamayabilir, Beşiktaş'ta eksikliğini hissedeceğimizi düşünmüyorum kendi adıma.. Buyursun, milli takım forması ile başarıdan başarıya koşsun..

Gökhan'dan ayrı olarak, milli takıma giden oyuncu demek, potansiyel sakatlanacak oyuncu demek bana göre.. Zaten ağzı ile kuş tutsa oyuncumuz, alınmıyor milli takıma.. Mesela, alsa şimdi Toraman'ı Ekrem'i, maç boyunca kasılacağız aman bişey olmasın, aman canı yanmasın diye.. Hiç Gerek yok strese girmeye, zaten takımın şu durumu yeterince stres yaratıyor..

Mümkünse, böyle kritik maçların oynanacağı dönemde, bilhassa Beşiktaş'tan hiç oyuncu almasın Fatih Terim.. Hatta kritik maça da gerek yok, hiç oyuncu almasın bizden kendisi.. Doldursun kadrosunu Colin Kazımlarla bilmemnelerle.. Beraber takılsınlar..

Biz de alalım elimize biralarımızı, geçelim Tv karşısına, keyifli keyifli maç seyredelim, kafa dinlendirelim milli maç aralarında.

#8

Sivasın Yollarına..


Yine bambaşka anılarla dolu bir deplasmanı daha geride bıraktık. Her zaman kazanmaya gidiyoruz, ama bu seferki 3 puanın tadı başka olacaktı. Hiçbir zaman hak etmemiş bir takımdan liderliği alıp dönme şansımız vardı.. Her zamankinden ayrı olarak da, bu sefer minibüs ile düşmüştük yollara, böylesi denk geldi. Süper ortam vardı içerde, ama bi cenabetliğin varlığı, gece vakti açığını bulamayıp, tekeli aramak için fabrikaların, organize sanayi sitelerinin arasında dolaşmaya başladığımızda kendini hissettirmişti bizlere..

"Çok soğuk" beklememize rağmen, yine de tahmin edilen kadar soğuk yapmamıştı hava mola verdiğimiz bölgelerde. Minibüsümüz de fazla külüstür olmadığı için, sıcak soğuk karmaşasını pek yaşamadık gece boyu..
Sabahla başlayan renkli dakikalar, ankaragüçlülerin camı patlatmasından, rastladığımız tüm seçim bürolarına girip bedava ne varsa koparmaya, AKP'de bedava çay-oralet içtikten sonra, tesadüfen de olsa MHP konvoyuna katılmaya, Algida arabasından dondurma isterken sürücüsü yüzünden arabaya saldırmaya -dondurmaya suç atmıyoruz + saldırıyı tasvip emiyoruz- kadar sürdü gün boyunca..


Maçın başlamasına dakikalar kala stada girdiğimizde değişik bir 11 ile karşılaştık herkes gibi. Aslında Yusuf'u hazmedemiyorum.. Oynadığı süre boyunca da, ağzı ile kuş tutsa yaranamayacak bana ama, bu maç için nedense Delgado yerine tercih edilmesini doğru buldum.. Çünkü Delgado pek böyle zeminlerin topçusu değil. Verecen halı sahayı, enine boyuna oynasın zıplasın. Ama işin içine yoğun fizik mücadele ve bozuk zemin girdiği zaman, anadolu takımı topçusunu sürecen tarlaya.. Bu açıdan Denizli'nin kararını da yadırgamadım.
Herkesi hemfikir gördüğüm diğer konu da, Sivok-Toraman ikilisinin geri ikilideki başarılı futbolu. Ama nedense, hocamız gene atraksiyonlar ile, yabancı sınırlamasını oturtmak ve maksimum fayda alacak şekilde tüm yabancıları oyuna sürmek adına kadro yapısında değişikliğe gitti, çok sırıtmadı sayılır. Belki son çeyreğe girerken Cisse'yi oyuna sürse, çok daha farklı bir skor yakalama imkanımız olabilirdi ki, üzerine gittiğimiz her hücumda pozisyon üretmeyi başarabildik diye düşünüyorum. Cisse ile orta sahayı ele geçirip iyi işler yapabilirdik.
Sivas'ın golünde, Mehmet Yıldız'ın topu kontrol ederken eli ile temas ettiğini gördük.. Tv'den izleyen kimse olayı fark etmemiş, ya biz yanlıs gördük, ya da o açıdan çeken kamera olmadı.. İşin aslını baya merak ettik hepberaber..

Neyse çok fazla detayına inmek istemiyorum, neticesinde herkesin kabul edebileceği, çoğumuzu sevindiren bir skorla döndük aslında. Her ne kadar son dakikalarda tüm takımın beraberliği kurtardık mantığı ile hücuma bile çıkmamasına, tribünden çıldırmış olsak da, tüm kafaya oynayanların BAY geçtiği bu zor haftada 1 puan almak da güzeldi.. Son 3 Yıldır da, İstanbul'da Beşiktaş-Sivas maçlarının skorları ile, ikinci yarılarda oynanan Sivas-Beşiktaş maçlarının skor bakımından birbiri ile aynı olması garip bir istatistik olarak kayıtlara geçmiştir.
Gönül adamı(!) Bülent bey'in önerdiği ama bizim göremediğimiz Karanfilleri bir taraflarına sokmalarını temenni ettiğim sivas taraftarına da ayrı selam olsun. Gelişte parmakları küfürleri görmesek de, 1-1'den sonra asıl Sivasspor taraftarını izleme fırsatı bulduk. Hareketler hep aynı banellikte ve zavallılıkta.. 8 yapmak ne zamandır moda rakip takım taraftarları için.. Ben de merak ediyorum acaba Roma takımı deplasmana gittiği zaman, rakipler elleriyle 7 falan yapıyorlar mı ?

Dönüş yolunda genel olarak mutsuzluk yerine, umut hakimdi herkeste.. Huyu belli takımın, erken vakitlerde liderliği alınca saçmalamaya başlıyoruz. Olmasın bu hafta, son 2 veya 3 hafta kala alalım liderliği, sezon başı koparamıyorsak dedik hep beraber ve yavaş söylemesi güzel bestelerle, kaptanın ışıkları kapatmasının ardından uykuya daldık İstanbul'a doğru..

İstanbul'a girerken bir de yeni beste tüttürdük, tutarsa güzel olacak, ilerleyen haftalarda göreceğiz :)

Çözemedik #4

"*Bu hafta kendi evimizde Türk futbolunun duayenlerinden Beşiktaş futbol takımını ve ona gönül vermiş taraftarlarını konuk edeceğiz.
*Benim İstanbulda hastanede bulunan bir futbolcu kardeşim için hastane anında koşan ve yüzlerce ünite kan veren Çarşı taraftarı bende anlatılması imkansız duyguların yaşanmasına neden olmuştur.
*Biliyorum ki; onlar her zaman Sivasspor takımının yanındadırlar, her zaman bizimle olmuşlardır.
*Tuttuğumuz takımların rengi farklı da olsa, gönüllerimiz hep bir olmuş, kalplerimiz aynı sevince ve aynı üzüntüye ortak olmuşlardır.
*Türk futbolu için bir mihenk taşı olan Beşiktaş kazandığı başarılarla kendisini ispat etmiş, sportmenlik konusunda çoğumuzun örnek alması gereken bir kulübümüzdür.
"
Tamamı İçin..


Bülent Uygun'un kişisel sitesi'ni herkesin girip gezmesini tavsiye ederim. Yukarıda yer alan bölümler, Beşiktaş maçı öncesinde kendi çapında yaptığı açıklamadan kesitlerdir.. Açıklamayı okuyan toplam 115 kişi yakın çevrelerine "abi bak bizim hoca böyle böyle demiş akıllı olalım" demeyeceğine göre, stad etrafında yine orta parmaklarla, küfürlerle karşılanacağımız kesin.
Böyle cıvık açıklamalar pek doyurmuyor mideyi, Sevgili Bülent Hocanın (!) anlaması gerekiyor, 8 kere çiğnerler adamı, dikkatli olmak lazım.. Fazla yağ iyi değildir, ayak kaydırır..

#7

Bir sevinç anıdır.
Almunia-Toure-Denilson..
UEFA.com

Cehennem

Martin Jol maçtan önce bir tahmin yürüttü aslında. Bugüne kadar Samiyeni görmemişti çünkü, ama İnönü'yü görmüştü ve çok etkilenmişti. Öylesi olamayacağını düşünüyordu herhalde ki, Asıl Cehennemi İnönüde gördüm diye açıklama yaptı. Gerçekten de yanılmadı.. Tottenham önünde 2-0 mağlup olmasına rağmen iliğinin son damlasına kadar bağırmıştı Beşiktaş Taraftarı, Jol de kapalıyı seyretmişti muhtemelen maçın sonlarına doğru ...
Bugün Jol'ün karşısındaki kapalı ise 2-2'de, galatasaray saldırdığı zaman dahi susarken, 2-3 olduktan sonra Hasan Şaş'ı önce yuhladı, sonra destekledi, bocaladı..
Maçtan sonra uzatılan mikrofona, maç 2-0 olduğunda aklına İnönüdeki maç ve Beşiktaş taraftarının geldiğini, ümidini kaybetmediğini söyledi..
Harbi adammışsın sen Jol,
Galatasaray'a geçmiş olsun..

Ve Bugün;


Başlama düdüğünün hayali, her saniyesinde tüylerimi diken diken ediyor. Baştan aşağı soğuk su dökermiş hissi veren bir heyecan var, hafta başından beri.. Cuma gecesinden peşine düşeceğiz bu sefer, yine bitmeyecek yollar, yine yetmeyecek alkol..
Gidişinde heyecandan öldürecek, Dönüşünde dilerim ki yüzümüzü güldürecek bir deplasman yapacağız yine, uğruna..
Sen, eline mikrofon alınca sapıtan ağzı yamuklara gereken dersi ver Kartalım..

İki yıl önce, İstanbul'a döndükten sonra gelmişti kara bulutlar tepemize.. Bu sefer Beşiktaş kazanacak, harbiden hak eden kazanacak cümle aleme inat..
Ve sonraki hafta, Kayseri maçında sen sahaya çıkarken kapalıdan başlayacak, tüm stada yayılacak o beste;

Lider Geliyor Lider, Yalele Yalele..

Çözemedik #3

Sivasspor Yönetim Kurulu'nca, teknik direktör Bülent Uygun hakkında çıkan haberlerle ilgili olarak yapılan açıklamada, ''Teknik direktörümüz Uygun'un Ergenekon davası ile ilgisi olmadığı anlaşılmış, haberlerde takdim edildiği gibi Bülent Uygun herhangi bir şekilde de gözaltına alınmamıştır'' denildi.

AA

19.03

Seçimler #3